Bu konulara hâkim olmak o kadar da kolay değil! Sürekli bir gündem değişikliği ve buna bağlı gelişen süreçler yaşamaktayız.

İşte vahşetin adının savaş olduğu bir kıyım dünyanın gözü önünde Gazze’de yaşanmakta. Ancak gelin görün ki başka bir düzlemde başka şeyler konuşuluyor.

Eylül ayında gerçekleşen G20 zirvesinde açıklanan ve bizi pas geçen IMEC (India–Middle East–Europe Economic Corridor) Projesinde; Hindistan, Orta Doğu ve Avrupa’nın birbirine bağlanması amaçlanıyor.

G20 Zirvesi’nde anons edilen güzergâh; Hindistan’dan başlıyor, Dubai, Suudi Arabistan, Ürdün ve İsrail üzerinden Yunanistan’ın Pire Limanı ile Avrupa’ya ulaşıyor. İskenderun Teknik Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Profesör Dr. Birol Erkan diyor ki – Bu projenin önemini basınla paylaşan nadir insanlardan biridir kendileri- Türkiye’nin baypas edilmesinin altını çizerken; “Bu bizim için bir sürpriz oldu. Proje henüz çok yeni olduğu için eleştirmemek gerekiyor ancak gördük ki projede Türkiye baypas edilmiş durumda. Oysaki Türkiye Çin’in Kuşak ve Yol Projesi’nde yani Çin’i Avrupa’ya bağlayacak o devasa projenin tam kalbinde yer alıyor.” ve ekliyor “IMEC özellikle Ortadoğu ve Akdeniz’i kullanıyor. O bölgede Süveyş Kanalı’nın da bir fonksiyonu var. Süveyş Kanalından geçerek İsrail Limanı ile Yunanistan’ın Pire Limanını kullanıyor. Akdeniz’den bizi pas geçerek, Ege üzerinden direkt Yunanistan’a bağlanıyor, oradan da Avrupa Birliği ülkelerine ulaşıyor. Bu ticareti sadece Hint malları olarak da düşünmemek lazım, Suudi Arabistan, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri gibi Ortadoğu ülkeleri açısından bu proje büyük önem arz ediyor.”

Peki bu gelişmeye ilişkin UND tarafı nasıl bir değerlendirme yapıyor? Şöyle ki Başkan Yardımcısı Fatih Şener şunları söylüyor: “Çin, Pakistan’la çok yakın temas halinde ve geleceğin süper gücü olarak konuşulan Hindistan’a karşı, Pakistan’ı biraz daha destekler durumda. Hindistan ise kendini özellikle Pakistan güzergâhı dışından batıya bağlamak istiyor. Limandan bağladığında denizyoluyla gidiyorsunuz ve bir aya yakın vakitlerden söz ediliyor. İşte tam da bu noktada, buna bir alternatif oluşturmak adına karayolu bağlantısı olarak Orta Doğuyu boydan boya Dubai’den geçen bir güzergâh alternatifi ortaya koydu. Ancak bu güzergâhın zorlukları var. Örneğin; şu anda Suudi Arabistan’da seyahat eden birinin İsrail’e girmesi veya İsrail’den geçmiş birinin aynı pasaportla Suudi Arabistan’a girmesi sorunu bile mevcut. Yani şimdi siz tırınızla Yunanistan Pire Limanından İsrail’e inerseniz ve Ürdün’e giderseniz, oradan Suudi Arabistan pasaportunuzdaki İsrail vizesini gördüğünde sizi içeri sokmaz.” Hem coğrafi koşullar hem de siyasi nedenlerle zor olacak bu koridora mutlaka Türkiye’nin de dâhil edilmesi gerektiğini söyleyen Şener;” Yani aslında Hindistan’daki bir limandan yola çıkarak Avrupa’ya ulaşılmak isteniyorsa, Basra Körfezi’nden Irak’a gelip, Irak’tan daha kısa bir parkurla Habur Sınır Kapısı’na ve oradan da Türkiye’ye geçilebilir. Bu parkur Hindistan’ın Avrupa’ya ulaşması için daha pratik bir koridor olacaktır.” diyor.

Değerli Hocamız Sayın Prof. Birol Erkan ve Sayın Fatih Şener’in konulara ilişkin ( Orta Koridor ve IMEC ) çok kıymetli değerlendirmeleri dergimizin özel röportajlarında. Mutlaka okuyun derim. Yerim kalmadı fazla yazamıyorum!

Ha bir de Cumhurbaşkanımız ne demiş IMEC için; “Türkiye’siz bir koridor olmaz.”