Mercedes-Benz Türk’te Tek Niyet Memnuniyet

Mercedes-Benz Türk’te yürüttüğünüz görev ve sorumluluklar neleri kapsıyor? Ekibinizin yapısı, bağlı olduğunuz birim ve işleyişiniz hakkında bilgi verir misiniz?

Mercedes-Benz Türk’te Satış Sonrası Hizmetler Yedek Parça Grup Müdürü olarak, yedek parça operasyonlarının uçtan uca yönetiminden sorumluyum. Ambar Yönetimi ve Sipariş Yönetimi olmak üzere iki birim müdürlüğümüz mevcut.

Sipariş yönetiminde global ve yerli partnerlerimizle entegre çalışarak sipariş planlaması, stok optimizasyonu ve teslimat süreçlerini koordine ediyoruz. Böylece hem yerel hem de uluslararası pazarlarda tedarik zinciri sürekliliğini ve müşteri memnuniyetini güvence altına alıyoruz.

Ambar yönetimi faaliyetlerinden kısaca bahsetmem gerekirse; kamyon ve otobüs ürün gruplarına ait yaklaşık 20.000 farklı kalem parçanın tedariğini Türkiye genelindeki 46 bayi ve yetkili servisimize bununla beraber çatı şirketimizin Otobüs ve Kamyon Yedek Parça Dağıtım Merkezlerine kesintisiz olarak sağlıyoruz.

Bununla beraber Almanya, Amerika, Brezilya, Japonya ve Hindistan'daki merkezlere ilave olarak altıncı merkez olan Konsolidasyon Merkezi’nin de faaliyetlerinden sorumluyuz. Temmuz 2024’te faaliyete geçen Konsolidasyon Merkezi, Brezilya ve ABD’ye konteyner ile üretim parçalarının sevkiyatını başarıyla gerçekleştirmeye devam etmektedir. Bu merkez sayesinde yerli tedarikçilerimiz, kamyon ve otobüs üretim parçalarını yurt dışına çok daha hızlı ve kolay şekilde ulaştırabiliyor. Ayrıca, tedarikçilerimizin ihracat hacmini artırarak ölçek ekonomisinden faydalanmalarına ve maliyet avantajı elde etmelerine katkı sağlıyoruz.

Ekimize gelirsek, Yedek Parça Dağıtım Merkezi 100’e yakın çalışanla faaliyetlerini yürütüyor.  En önemli önceliğimiz “Tek Niyet Memnuniyet” prensibimize bağlı kalarak daha yalın süreçleri, daha dijital uygulamaları hayata geçirmek ve operasyonlarımızı daha da hızlandırmak.

Süreçlerimizi daha da dijital hale getirmek için Kasım 2024’te yenilikçi IT sistemlerini devreye aldık. Bu yapı, operasyonel verimliliğimizi en üst düzeye çıkarırken, hız ve verimli stok yönetiminde yüksek standartlar sunmamıza olanak tanıyor. Ekibimizle global standartlara uygun, müşteri hizmetleri ve yedek parça operasyonlarının verimli yönetilmesi prensibi ve müşteri odaklı hizmet anlayışımızla çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Bu bağlamda 2025 yılında da dijitalleşme ekiplerimiz hem kendi süreçlerimizi hem de bayi ve yetkili servis süreçlerimizi daha hızlı, daha yalın, daha dijital hale getirme noktasında çalışmaya devam ediyor.

Yedek parça bulunabilirliği, müşteri memnuniyetinin sürekliliği açısından kritik bir başlık. Bu konuda Mercedes-Benz Türk nasıl bir strateji izliyor? Yerli üretici iş birliklerinizin bu stratejiye katkısı nedir?

Yedek parça bulunabilirliği, müşteri memnuniyetinin sürdürülebilirliği için kritik bir unsur. Türkiye’de üretim yapan bir firma olarak stok ve yedek parça bulunabilirliği konusunda önemli avantajlara sahibiz. Mercedes-Benz Türk olarak, haftanın beş günü kesintisiz yedek parça ambar hizmeti, 7gün 24 saat acil ihtiyaçlarda müşterilerimizin araçlarının tekerlerinin sürekli dönmesi için yedek parça ambulans hizmeti ile yetkili servis ağımızı destekliyoruz.

Yerli ve uluslararası tedarikçilerimizden temin ettiğimiz parçaları, Türkiye’deki yetkili servislerimizin yanı sıra Almanya, Brezilya ve Amerika gibi merkezlere ulaştırıyoruz. Yerli üreticilerle olan güçlü iş ortaklıklarımız, teslim sürelerini daha da kısaltmamıza, stok sürekliliğini sağlamamıza ve global değer zincirine katkıda bulunmamıza olanak tanıyor.

Geçtiğimiz yıl faaliyete geçen Konsolidasyon Merkezi hakkında bilgi verir misiniz? İlk yıl performansı, katkıları ve gelecek hedefleri nelerdir?

Konsolidasyon Merkezi, 1 Temmuz 2024’te faaliyete geçti, 2025 yılında Brezilya’ya ek olarak ABD’ye sevkiyata başladık. Bu merkez, üretim kapasitesine sahip olup ihracat yapamayan veya halihazırda Almanya üzerinden diğer lokasyonlara dolaylı ihracat yapan yerel tedarikçilerimizin global arenaya açılmalarına büyük fırsatlar sunuyor. Böylece tedarikçilerimizin ihracat kapasitesi artarken, teslimat süreleri kısaldı, stok yönetimi kolaylaştı ve tedarik zincirinin genel verimliliği yükseldi.

Konsolidasyon Merkezi, yerel tedarikçilerimizin ihracat hacimlerini artırarak ölçek ekonomisinden faydalanmalarına imkan sağlarken, Mercedes-Benz Türk’ün global tedarik zincirindeki rolünü de güçlendirdi. Aynı zamanda çevresel sürdürülebilirlik hedeflerimize paralel olarak, taşıma planlamasında optimizasyon yaparak karbon ayak izimizi azaltmamıza katkıda bulundu.

Önümüzdeki dönemde, merkezimizin faaliyet alanını genişleterek daha fazla ülkeye ve pazara ulaşmayı, yerli tedarikçilerimizin global arenada daha güçlü bir konuma gelmelerini desteklemeyi hedefliyoruz. Ayrıca, dijital takip sistemleri ve veri analitiği uygulamalarını daha da geliştirerek operasyonlarımızın şeffaflığını ve izlenebilirliğini artırmayı planlıyoruz.

Yedek parça lojistiği açısından bakıldığında, ambar yapılanmanız nasıl işliyor? Hız, verimlilik ve kapsama alanı açısından güçlü yanlarınız nelerdir?

Mercedes-Benz Türk’te yedek parça lojistik faaliyetlerimizi, 34 bin 500 metrekarelik modern ve yüksek kapasiteli depolama alanımızda yürütüyoruz.

Ambar yapılanmamız; mal kabul, kalite kontrol, depolama, sipariş hazırlama ve sevkiyat süreçlerinin entegre şekilde yönetildiği bir sistem üzerine kurulu. İleri düzey IT ve dijital takip sistemleri, operasyonlarımızda yüksek hız, doğruluk ve izlenebilirlik sağlıyor. Bu sayede hem yurt içi hem de yurt dışı pazarlara kesintisiz, güvenilir ve zamanında hizmet sunuyoruz.

Güçlü lojistik altyapımızın yanı sıra, operasyonel süreçlerimizi sürekli gözden geçiriyor ve iyileştiriyoruz. Depo içi malzeme akışında otomasyon, sevkiyat planlamasında ise veri analitiği tabanlı optimizasyon yöntemleri kullanarak, hız ve verimlilikte kendimizle yarışıyoruz.

Bağlı bulunduğunuz birimin başarıya ulaşmasında etkili olan temel unsurlar sizce nelerdir?

Öncelikle, ekibimizin bilgi birikimi ve tecrübesi, günlük operasyonlarda hızlı ve doğru kararlar almamızı sağlıyor. Her ekip üyesi kendi alanında uzman, çözüm odaklı ve yüksek sorumluluk bilincine sahip. İşe alım sürecinden itibaren yetkinlik bazlı değerlendirme, düzenli eğitim programları ve gelişim odaklı kariyer planlaması ile çalışanlarımızın yetkinliklerini sürekli geliştiriyoruz.

İkinci olarak, operasyonel mükemmellik anlayışı ile süreçlerimizi ölçüyor, analiz ediyor ve sürekli iyileştiriyoruz. Mal kabulden sevkiyata kadar tüm aşamalarda kalite standartlarını titizlikle uyguluyoruz. Her adımı veri ile izleyen altyapımız sayesinde, hataları minimuma indiriyor, hız ve doğruluk oranlarımızı sektör ortalamasının üzerine çıkarıyoruz.

Üçüncü olarak, teknoloji ve dijitalleşme yatırımları başarımızın kalıcı olmasını sağlıyor. Yenilikçi Bilgi Teknolojileri çözümleri, veri analitiği ile desteklenen stok ve sipariş yönetimi sistemleri ve otomasyon altyapımız, verimliliğimizi ve izlenebilirliğimizi artırıyor. Bu da hem müşteri memnuniyetini hem de operasyonel sürekliliği güvence altına alıyor.

Mercedes-Benz Türk’ün kurumsal gücü, lojistik operasyonlarınıza ve hizmet kalitenize nasıl yansıyor?

Mercedes-Benz Türk’ün global Daimler Truck ağına entegre yapısı, lojistik operasyonlarımızın her aşamasında kendini hissettiriyor.

Kurumsal gücümüz, altyapı ve teknoloji yatırımlarında önemli bir avantaj sağlıyor. Geniş depolama kapasitesi, uluslararası lojistik standartlarına uygun süreçlerimiz, bu gücün somut yansımaları. Aynı zamanda, güçlü tedarikçi ağımız ve global satın alma gücümüz sayesinde, parça temininde hız ve maliyet avantajı elde ediyoruz.

Hizmet kalitemiz, yalnızca parçaların zamanında ve eksiksiz ulaştırılmasıyla sınırlı değil. Süreç boyunca şeffaf iletişim, proaktif bilgilendirme, esnek çözümler ve yüksek hizmet standartlarıyla müşterilerimizin güvenini pekiştiriyoruz. Global ölçekte uygulanan kalite kontrol mekanizmaları ve sürdürülebilirlik odaklı iş modelleri, lojistik operasyonlarımızın uzun vadede de güvenilirliğini sağlıyor.

Tüm çalışanlarımız, düzenli olarak iş sağlığı ve güvenliği, dijital sistemler, süreç iyileştirme ve liderlik konularında eğitimler alıyor. Böylece hem teknik yeterlilikler hem de ekip içi uyum sürekli olarak güçleniyor. Ayrıca, çalışan bağlılığını artırmak amacıyla performans değerlendirme ve ödüllendirme sistemlerimiz, başarıyı görünür kılarak motivasyonu yüksek tutuyor.

Bir kadın yönetici olarak bulunduğunuz pozisyondaki deneyimlerinizi ve sektördeki gözlemlerinizi paylaşır mısınız?

Otomotiv sektörü uzun yıllar boyunca ağırlıklı olarak erkek çalışanların yoğun olduğu bir alan olarak görülse de son yıllarda çeşitlilik, kapsayıcılık ve fırsat eşitliği konusunda önemli gelişmeler yaşanıyor. Mercedes-Benz Türk’te bu dönüşüm, kurumsal kültürün doğal bir parçası haline gelmiş durumda. Bu da beraberinde hem çalışan çeşitliliğini hem de yenilikçi fikirlerin hayata geçirilmesini teşvik eden kapsayıcı bir çalışma ortamı yaratıyor. Şirketimizde kadın çalışan oranı sürekli artırıyor.  Sadece 2024 yılında mavi yaka kadın çalışan sayısı geçen yıla göre iki kat arttı. Kadınların bu alanda görünürlüğünün artması için özel projeler geliştiriyoruz. İşkur’la yaptığımız mesleki eğitim programı kapsamında Kadın Kaynak Operatörlüğü Eğitim Programı yaptık. Eğitim sonunda kadın çalışanlarımıza fabrikalarımızda istihdam sağladık. Yönetici kadrolarımızda da kadın sayısı artıyor. ‘Her Kızımız bir Yıldız Projesi, 21 yıldır devam ediyor. Bu proje kapsamında mühendisler, doktorlar yetişiyor. Şu anda 20’yi aşkın tıp fakültesi öğrencimiz var.    Şirket olarak kadın istihdamının yanı sıra sektörün kalifiye iş gücü açığının kapanmasına da destek oluyoruz. Bu kapsamda 2014 yılından bu yana 29 ilde 33 endüstri meslek lisesine laboratuvar açtık. Tüm bu çalışmalardan gurur duyuyoruz.

Yönetim süreçlerinde uyguladığınız ve etkili sonuçlar aldığınızı düşündüğünüz sistem ya da yaklaşımlar nelerdir?

En etkili sonuç aldığımız uygulamalardan biri, veri odaklı karar alma yaklaşımıdır. Bilgi teknolojileri ve dijitalleşme alanındaki perojelerimiz sayesinde operasyonlarımızın her adımını anlık olarak takip edebiliyor, performans göstergelerini ölçerek proaktif aksiyon alabiliyoruz.

Bunun yanı sıra, sürekli iyileştirme ve yalın lojistik prensiplerini süreçlerimize entegre ettik. Bu sayede zaman yönetimini optimize ederek ve operasyonel maliyetleri azaltarak, hız ve doğruluk oranlarımızı artırıyoruz.

Takım içinde sorumluluk paylaşımını ve yetki devrini dengeli bir şekilde uygulamak da verimliliği artıran bir unsur. Ekip üyelerinin kendi alanlarında inisiyatif almasını teşvik etmek, hem yaratıcılığı hem de sorumluluk bilincini güçlendiriyor.

Ayrıca, müşteri geri bildirimlerini operasyonel kararlarımızın merkezine almak ve düzenli olarak iç denetim yapmak, hizmet kalitemizi sürdürülebilir kılıyor.

Önümüzdeki dönemde biriminize ya da şirketinize dair planladığınız yeni adımlar ya da hedefler var mı?

Önümüzdeki dönemde en önemli hedeflerimizden biri, dijitalleşme ve otomasyon seviyemizi daha da artırmak. Mevcut depolama ve dağıtım süreçlerimizi, yapay zeka destekli talep tahmin sistemleri ve otomatik depo yönetim çözümleri ile güçlendirmeyi planlıyoruz.

Ayrıca, Türkiye Konsolidasyon Merkezi’nin kapasitesini genişleterek daha fazla yerli tedarikçiyi global pazarlara entegre etmeyi hedefliyoruz. Bu adım, hem ihracat hacmimizi artıracak hem de yerli üreticilerimizin global arenadaki  gücünü destekleyecek.

Sürdürülebilirlik tarafında da yeni yatırımlar planlıyoruz. Bu kapsamda enerji verimliliğini artıracak aydınlatma ve iklimlendirme çözümleri uygulamak ve lojistikte karbon ayak izimizi azaltacak alternatif yakıtlı araçlar kullanmak öncelikli projelerimiz arasında yer alıyor.

Ayrıca, çalışan deneyimini iyileştirmeye yönelik olarak eğitim, yetenek geliştirme ve iş sağlığı-güvenliği yatırımlarımızı artırmayı planlıyoruz.

Son olarak, eklemek istediğiniz bir mesaj veya vurgulamak istediğiniz bir konu var mı?

Mercedes-Benz Türk’te yürüttüğümüz tüm operasyonların merkezinde müşteri memnuniyeti, kalite ve sürdürülebilirlik yer alıyor. Yedek parça lojistiğinde ulaştığımız başarı, yalnızca güçlü bir altyapının değil; aynı zamanda ekip ruhu, disiplinli çalışma ve yenilikçi bakış açısının bir sonucu.

Sektörün geleceğini şekillendirecek en önemli unsurun dijitalleşme ve çevre duyarlılığı olduğuna inanıyorum. Biz de bu bilinçle hem operasyonel mükemmelliğimizi hem de çevresel sorumluluklarımızı daha ileriye taşımak için çalışıyoruz.