Bizi kollayacaksınız!
Bizi yaşatacaksınız!
Bizim yüzümüzü güldüreceksiniz!
Arada ruhum daralınca yaptığım şeyi bu sayıda da yapacağım.
Hem size hem kendime SORUYORUM! BİZ NE İŞ YAPIYORUZ? NE İŞE YARIYORUZ?
Neden lansmanlarda, teslimatlarda çağrılıp zaten bize servis edilecek fotoğrafları çekmek için birbirimizin üstünden atlayarak, ite kaka fotoğraf çekmeye çalışıyoruz? Neden basın toplantılarında sandalyeleri doldurup, zaten cevabını bildiğimiz soruları ilgililere soruyor; hatta soru sorma sırası kapabilmek için en önce eli kaldırma çabası içine giriyoruz? Neden iki en çok üç günlük yurt dışı seyahatlerine katılarak; sabah 7’lerden akşamın geç saatlerine kadar koşturup, gittiğimiz ülkenin sadece havaalanı ve aktivite sahası arasını görme imkanı yakalayarak programı sonlandırıyoruz?
Neden?
Çünkü sektörümüzün değerli firmaları bunu bizden talep ediyor ve biz de mesleğimiz gereği; bir kere girmiş bulunduğumuz bu düzen içinde elimizden geldiğince iyi bir performans sergileyerek işimizi layıkıyla yapmaya çalışıyoruz.
Zaman zaman trajik (!) boyutlarda performanslar sergiliyoruz.
Genel olarak toparlayacak olursak; aslında bu sektörün içinde ne olup bittiğini duyurabilmek adına her şart ve koşulda önemli bir “misyon”u yerine getiriyoruz.
Evet “misyon” diyorum, çünkü profesyonel bir hizmetten çok bir “misyon” olarak gerçekleşiyor.
Matematik bilen herhangi bir kişinin “olmaz bu iş!” diyeceği türden bir çalışmayı biz sektör medyası “oldurmaya” çalışıyoruz. Neden “olmaz” denilecek türden bir iş? Çünkü hesap kitap bilen herhangi bir kişinin sektörümüzün bize sağladığı gelirle bu işin layıkıyla yapılamayacağını bilmesi zor değil!
Bu arada aç parantez; bizde bir sağ sayfa fiyatı 500 Euro bile değilken yurt dışında bu bedeller minimum 4 ya da 5 bin Eurolardan başlıyor.
Ve bu kazançlarla hizmet üretmeye çalışırken bazı sevgili arkadaşların gösterdikleri inanılmaz pazarlık performansları ve frekans kırma çabalarından da bahsetmeden geçemeyeceğim! Çok sevdiğim iki laf “ bütçemiz yok!”, “bütçemiz bitti!”… Güler misin ağlar mısın? Nasıl bir bütçeymiş ki bu kardeşim bize vereceğin 3 kuruşla tükeniyor! Vay haline! Bir de yeni bir şey çıktı; “biz onun tanıtımını yeteri kadar yaptık!”
Bakın sevgili arkadaşlar, sizin bize vereceğiniz bir miktar daha artırılmış bütçeler ve sık frekanslar sizi ne öldürür ne de yapmayı planladığınız işleri yapmanızı engeller…
Eminim siz tanıtımınızı pek tabii ki çok güzel yapıyorsunuz; pek tabii ki bizim desteğimize ihtiyacınız yok! Ama bizim bu SEKTÖRE DÜZGÜN, SEVİYELİ, ŞIK, HAKKIYLA VE KALİTELİ HİZMET SUNMAK İÇİN sizin desteğinize ihtiyacımız var.
Bir miktar empati, bir miktar sağ duyu ve bir miktar saygı diyorum.
Madem bizleri seviyor, bizlerde çıkan haberleri önemsiyor, geniş alanlara ulaşacak kimi mesajlarınızı bizim üzerimizden sektöre sunuyorsunuz, o zaman bize destek olacaksınız!
Biz ve siz bu ailenin bireyleriysek, buna uygun hareket edeceğiz ve birbirimizi kollayacağız.
Bizi kollayacaksınız! Bizi yaşatacaksınız! Bizim yüzümüzü güldüreceksiniz!
Biz de bu sektör için elimizden geleni yapacağız; en kaliteli ve etkili hizmeti üreteceğiz.