Advertisement
Kamyonum
GÜNDEMHABERLERTESLİMAT FOTO GALERİ VİDEO GALERİ YAZARLAR
Menü Arama Facebook Twitter Whatsapp İhbar Hattı
kamyonum dergisi, youtube kanal, kooperatif,
bisa
English
WE WANT TO BE THE BEST QUALITY, NOT THE BIGGEST

WE WANT TO BE THE BEST QUALITY, NOT THE BIGGEST

1 2 3 4 5 6
Dergi
alp özler, yılnak,
filo kiralama, estepe,
27 Mayıs 2020 Çarşamba - 10:46

Ayşem Ulusoy, "Şoför Yoksa ve Sağ Salim Götürülemiyorsa O Yükün Olması Bir Şey İfade Etmiyor"

Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Karayolu Çalışma Grubu Başkanı Ayşem Ulusoy sosyal medya üzerinden gerçekleştirilen canlı yayında Kamyonum Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Nuray Pekcan’ın sorularını yanıtladı. Korona virüs salgın sürecinin karayolu taşımacılığına etkileri neler? Süreçten yeni fırsatlar yaratılabilir mi? Sektöre yönelik sorunlar, çözüm önerileri ve sürecin taşıma modlarına etkileri… Daha fazlası ve detaylar haberimizde.

Ayşem Ulusoy,  Şoför Yoksa ve Sağ Salim Götürülemiyorsa O Yükün Olması Bir Şey İfade Etmiyor

“BU SÜREÇTE YEŞİL KORİDORLARI OLUŞTURMA ZORUNLULUĞUMUZ VAR, BUNU OLUŞTURMADIĞIMIZ ZAMAN TEDARİK ZİNCİRİNDE AKSAMALAR VE KIRILMALAR OLACAK”

UTİKAD ile ilgili bilgilendirme ile sözlerine başlayan Ayşem Ulusoy, “Derneğimiz, Uluslararası Taşıma ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği. Bu kapsamda sektörün birçok oyuncusu örneğin gümrük müşavirleri üyelerimiz arasında. Hava, kara, deniz intermodal, demiryolu taşımacılığı yapan firmalar mevcut. Aynı zamanda Türkiye’nin en büyük havayolu tedarikçisi Türk Hava Yolları (THY) kargo üyemiz. Yazılım firmaları da üyemiz, eğer lojistik sektöründe bir hizmet üretiyorlarsa tabii ki. Geniş kapsamlı referans bir derneğiz. En önemlisi kurulduğu ilk günden beri ‘lojistik hizmetinin yapılanmasına nasıl destek veririz?’ ile uğraşan ve yurt dışı platformlarında çok iyi derecede temsil edilen bir dernek.” diyor ve ekliyor “Çalışma gruplarımız var, her bir grubumuz kendi adına çalışma grubu başkanlığında çalışmalarına devam ediyor. Kamu ile ilişkilerimiz çok iyi. Süreç yönetiminde özellikle böyle zor günlerde tamamen lojistik hizmet üretenleri kim olursa olsun yani uluslararası, uluslararası olmayan onları bünyemizde toplayıp birlikte yol almaya devam ediyoruz. Referans olmaya, yol gösterici olmaya çalışıyoruz.  452 üyemiz var. Alan geniş, elimizden geldiğince yurt içi ve yurt dışı platformlarda Türk lojistik hizmet üretenlerinin de sesini duyurmaya çalışıyoruz. FIATA, CLECAT gibi birçok derneğin buradaki temsilcisiyiz. Yani sadece yurt içinde değil, yurt dışında da sesimizi duyurmaya çalışıyoruz.”

“Tek Amacımız Bu Süreçte Lojistikte Kesilmeden Sürdürülebilir Bir Yönetim Sağlamaktı”

Ulusoy, korona virüs salgın dönemine ilişkin gözlemleri ve süreci,  “Pandemi hepimiz için çok yabancı bir şeydi. Benim Ankara’da katıldığım birçok toplantıda sağlık ön plandaydı. Haklı olarak ve ben doğru bir strateji olarak görüyorum. Herkesin sağlığı kontrol altına alınacaktı. Lojistik ikinci plandaydı. Tek amacımız bu süreçte lojistikte kesilmeden sürdürülebilir bir yönetim sağlamaktı. Kesintiye uğrattığınız zaman gerçekten ülke ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalabilirdi. Lojistik akıcı bir süreç, bir yerde takıldığında zincirleme bir takıntı oluyor ve birçok şey aynı anda aksıyor. Bunun maddi, manevi ciddi anlamda etkileri ile karşılaşıyoruz.” şeklinde anlatıyor ve devam ediyor, “İlk hafta hepimiz için zor bir dönemdi. Bizler sürecin ayak seslerini Vuhan’dan, İtalya’dan duymuştuk. Evet, geliyordu. Oradaki acentelerimiz ile bağlantı halinde olduğumuz için yavaş yavaş önlemlerimizi almaya başlamıştık. Pandeminin gürültüsü buraya gelmeden önce biz zaten UTİKAD yönetim kurulunda yapılması gerekenleri,  karayolu ile ilgili sınırlarda alınması gereken tedbirleri ve Bakanlık ile nasıl bir süreci beraber yöneteceğimizin kararını vermiş, yol haritasını çizmiştik.”

 

“Biz de Ticaret Bakanlığı ve Gümrük Bakanlığı ile Sürekli Fikirlerimizi Beyan Ettik”

Ulusoy, salgın sürecine UTİKAD olarak katkılarını ve Bakanlıklara sunulan önerilerden şöyle söz ediyor; “Biliyorsunuz iki master kapımız var, doğu ve batı kapısı. İran’dan kaynaklı doğu kapımız kapanmıştı. Irak ise geçici, yani kamyon ve treylerin değişimi ile operasyonel daha yavaş ilerliyor.  Batı kapısı bizim Avrupa’ya açılan yüzümüz ve bu nedenle geçen araç sayısı, hakimiyetimiz ve pazarın içinde olma arzumuz orada otomatik olarak; sınır, süreç ve işlem bazında bizi kontrol altına almaya yönlendiriyor. Yani ne yapılmalı?  Devlet burada haklıydı, sınırlar kapatılmalıydı ama bu sefer de tedarikin akması gerekliydi. Hemen bir plan oluşturduk, batı kapısındaki önerilerimizi söyledik. Yani karantinada şoförlerin başka bir şekilde yurtlara yerleştirilmesi, daha kısa sürede içeri girmesi ya da çıkması. Ama tabi orada daha çok Sağlık Bakanlığının ön planda olduğu bir süreç yaşadık. Biz de Ticaret Bakanlığı ve Gümrük Bakanlığı ile sürekli fikirlerimizi beyan ettik. Orada şoförlerin ölçümlerinin yapılması, kitlerin gitmesi, test sonuçlarının çıkması ve o akıcı sürecin devam etmesi için. Ama maalesef iki buçuk 3 haftaya yakın bir dönem şoförlerimizi içeri alamadık. Kapıdan değişimi önerdik ve kapıdan değiştirme yaptık.”

“Her Probleme Bir Çözüm Üretmeye Çalıştık, Her Şeyden Önemlisi de STK’lar Bu Dönemde Çok Güzel İşle Yaptılar”

Ulusoy, sürece ilişkin detaylara ise şu sözlerle devam ediyor, “Her probleme bir çözüm üretmeye çalıştık. Her şeyden önemlisi de STK’lar bu dönemde çok güzel işler yaptılar. Süreci birlikte yürüttüler. O süreçte de verdiğimiz fikirler kontrol edilip, hangisi daha efektif ise o uygulandı. Ama son süreci biliyorsunuz karantina da sona erdi. Şoförlerimiz batı kapısından istedikleri gibi giriyorlar. 72 saat içinde kontrolleri yapılıyor. Tabii ki her şey eskisi gibi değil ama en azından ivme kazandık. Kontrol yine sıkı devam ediyor. Daha düzgün gideceğini düşünüyorum.”

“Bu Bizim Tanıdığımız Bir Senaryo Değildi, Bunda Zaten İnsan Sağlığı Önemli Olduğu İçin Kilitlenip Kaldık”

Korona salgınının tahmin edilmesi güç bir olay olduğunu belirten Ulusoy, salgın sürecine dair; “Bu dönemde her ülke kendi inisiyatifini kullanmak zorundaydı. Biz de kapıları kapattık. Daha birkaç gün öncesine kadar yabancı şoförleri içeri almıyorduk. Yabancı plakalı araç ve şoförler içeri giremiyordu. Belki bizim ve Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin (UND) üyeleri ya da bir yere üye olmayan firmaların üyelerinin bir kriz yönetim planları vardır. Biz içimizde çalışırız bu planları. Mesela bizim ülkemiz ciddi bir deprem bölgesi ve çok riskli. Kendi açımızdan aldığımız küçük de olsa yöntemlerimiz, senaryolarımız var. Pandemi bizim tanıdığımız bir senaryo değildi. Bunda zaten insan sağlığı önemli olduğu için açıkçası kilitlenip kaldık. Havayolunda tamamen uçaklar durmuş durumda; sadece kargo uçakları uçuyor ve korkunç bir fiyat artışına gitti. Karşıdan konteyner ithalat gelmediği için ithalat konteynerinde sıkıntı var. Ne yaptık? Hemen intermodele yüklendik. Yani esasında Türkiye’nin coğrafi konumu dolayısıyla çokça seçeneğimiz var.” şeklinde konuşuyor.

“Kötü Dönemlerde El Birliği İçinde Olmamız Gerekiyor, Yaşıyorsak Bu Problemi Birlikte Yaşıyoruz”

Ulusoy, korona virüs sürecinin taşıma modlarına etkisinden de şu sözlerle bahsediyor; “Havayolunda maalesef kargo uçakları sadece belli bir kapasite ile gidiyorlar. Onda çok fazla yapabileceğimiz bir durum söz konusu değil. Çünkü aşağı yukarı tahminleri ve açılacağı tarihleri biliyoruz. Plan, programımızı ona göre yapıyoruz. Zaten Avrupa’daki fabrikalarda da kapanma süreci vardı, iş hacmimiz yüzde 35-40 civarında bir azalma gösterdi. Bunu canlı canlı görüyoruz. Burada limanlarda bir ardiye, demuraj problemi yaşadık. Onların çözümü üzerinde halen uğraşıyoruz. Çünkü kötü dönemlerde el birliği içinde olmamız gerekiyor. Yaşıyorsak bu problemi birlikte yaşıyoruz. Gelen malın çekilememesi, oluşmuş demurajlar ve ardiyeler için ciddi şekilde uğraşıyoruz; ‘Bu demurajları nasıl çözebiliriz?’ diye. Şoförlerin tekrar yola çıkmalarında bu 14 günlük karantina gerçekten çok büyük problemdi. Antrepolarda bir problem var. Antrepo sahipleri ve işverenleri de bizim üyemiz. Şu anda depoların yüzde 25’lik bir kısmında banka teminat arttırma problemi var. Onunla da karşılaşırsak cidden çok büyük sıkıntılarla karşılaşmış olacağız.”

“Şoför Yoksa ve Sağ Salim Götürülemiyorsa O Yükün Olması Bir Şey İfade Etmiyor”

En büyük sorunlarının vize problemi olduğunu belirten Ulusoy, “Kademeli olarak Almanya ve Fransa çalışmaya başladı ama zaten ana problemimiz ihraç mallarımız. 1996 yılında Gümrük Birliği ile mallar serbest dolaşıma açıldı. Ama halen neredeyse kamyonlar serbest dolaşamıyor. Ülkeler arası kotamız var, o kotayı aşıp geçemiyoruz. Kamyonların serbest dolaşımı var onda bir problem yok. Şoför 3 ayda bir vize almak zorunda kalıyor. 20 gün evinde yatmak durumunda kalıyor. Şoför, aynı şekilde şu anda vizesini alamıyor. Esasında birçok alanda destek olmaya çalışıyoruz.” diyor ve ekliyor, “Kendi şirketim adına söylüyorum, şoför whatsapp grubu oluşturuldu. Çünkü her şeyden önce onların sağlığı geliyordu. Yolda başlarına ne geleceğini bilmiyoruz. Şoförlerimizden birine herhangi bir ülkede zarar gelebileceğini düşünün, süreci yönetmek açısından çok kıymetli. Şoför yoksa ve sağ salim götürülemiyorsa o yükün olması bir şey ifade etmiyor. O katma değer ve bizim için çok değerli. Bu değerin de ilk etapta sürecini yaşadık. Şoförler ailelerini görmek istiyorlar, buraya gelmek istiyorlar, korkuyorlar, yurt dışına çıkmak istemiyorlar ve yurt dışına çıktıklarında başlarına nasıl bir sorun geleceğini bilmiyorlar. O süreçte her ülke kendi vatandaşı ile ilgili bir konumlandırma yapıyor. Tabii ki birinci seçenek kendi vatandaşları ve kendi ülkeleri ama bizdeki sistem Avrupa’da şu an net değil. Her türlü süreçte onların performansını arttırmaya, can güvenliklerini sağlamaya ve elimizden geldiğince seslerini duyurmaya çalışıyoruz. Bu süreç çok farklı bir süreç yani sonunun nereye gideceğini bilmiyoruz. Şu anda olumlu ama ikinci bir dalga gelir mi bilmiyoruz.”

“Türkiye Zor Günlerde Krizi Fırsata Dönüştürebilen Bir Ülke”

Gerekli desteklerin sağlanması ile yaşanılan krizin fırsata dönüşebileceğini belirten Ulusoy şunları dile getiriyor; “Bizim coğrafi konumumuz gerçekten her şeyin üstesinden gelebilir, sanayicimiz çok başarılı, çok pratik zekaya sahibiz, manevra gücümüz fazla; mesela Kapıkule kapanıyorsa intermodel yapıyoruz, demiryolu yapıyoruz.  Havayolu, denizyolu çok güçlü bir havayolu filomuz var, bayrağımızı taşıyan Türk Hava Yolları gibi. Esasında ben çok karamsar bakmıyorum. Sürece bağlı, bir lojistik master planı ve güvenli bir hat oluşturabilirsek, bu süreçte kendimizi dinletebilir ve anlatabilirsek özellikle serbest dolaşımı, kotaları ve vizeleri biraz daha rahatlatabilirsek, KOBİ’mizin, sanayicimizin bizi burada destekleyeceğini düşünüyorum. Çünkü Türkiye zor günlerde krizi fırsata dönüştürebilen bir ülke, eğer bize gerekli destek devlet tarafından verilirse ve uluslararası ilişkilerde de bu süreci çok başarılı bir şekilde tamamlarsak yani o kotalar, vizeler, geçişler ile ilgili sıkıntıları çözersek ki bence en önemli konu bu, fırsatlar konuşulabilir. Bu doğrultuda her ülke artık şapkasını önüne alıp ben ne yaptım? diye bakmalı. Ben bu süreci nasıl yönetiyorum. Neye göre kapımı kapatıyorum? Kime vize veriyorum, kime vermiyorum? Kim benim ikinci alternatif tedarikçim olabilir?”

“Ülke Olarak Toparlanabiliriz, Ülke Olarak Çalışkan Bir Ülkeyiz, Genç Nüfusumuz Fazla, Üretiyoruz”

Sürecin ekonomiye etkisine de değinen Ulusoy, “Ekonominin bu yönünü ben öngöremiyorum.  Şu an ekonomistlerden dinlediğim kadarıyla çok parlak senaryolar çizilmiyor. Fakat ben çok negatif düşünmüyorum. Ülke olarak toparlanabiliriz, çalışkan bir ülkeyiz. Bir kere genç nüfusumuz fazla, üretiyoruz. Sanayicimiz çok iyi.  Güçlü bir özel sektör var. Devlet desteklerse ve uluslararası ilişkilerde konumumuzu biraz anlatabilirsek yani duruşumuzu gösterebilirsek, biraz tavrımız değişirse her şeyin iyi olacağını düşünüyorum.” şeklinde konuşuyor.

“Coğrafi Konumumuzu Çok İyi Değerlendireceğiz”

Ulusoy, havayolu ve denizyolu taşımacılığındaki duruma dair; “Bugün konteyner navlunlarda yüzde 15 oranında artış göründü. 100 kargo uçağından 90’ı yerde. Havacılık sektöründe dünya açısından da korkunç bir durum. Gemiler, kamyonlar bir şekilde gidiyor. Ama havacılık tarafında yüzde 90’ı sahada, uçmuyor. Tabii ki bu zincirleme ekonomik reaksiyon geliştirecek ama pes etmeyeceğiz, yolumuza bakacağız. Coğrafi konumumuzu çok iyi değerlendireceğiz. Limanlar, gümrükler bazında değerlendireceğiz. Sınırlara, gümrük sistemimize göz atacağız, dijital dönüşümümüzü tamamlayacağız.” diyor.

“Gümrüklerde Temassız, Kağıtsız Sisteme Geçmemiz Lazım”

Taşımacılık sektörünün dijitalleşmeye en açık sektörlerden biri olduğunu belirten Ulusoy dijitalleşmeye dair şunları dile getiriyor; “Biz hizmet sektörüyüz. Belli başlı yolunu almış birçok şirket dijital dönüşümüne başladı, ortalarında ya da tamamladı. Yani bizler o pandeminin ilk anından itibaren bilgisayarımızı alıp evlerimize çekilebildik. Firmalar bazında çok büyük problem yok. Dünyayla çalıştığımız için dijital dönüşümün içinde olmak zorundaydık. Sektörden bildiğim firmalar evlerine çekildi ve nöbet sistemine geçti. Asıl derdimiz gümrükler. Gümrüklerde temassız, kağıtsız sisteme geçmemiz lazım. O şeffaf ortamı yaratabildiğimizde akıllı, dijital sözleşmeler ile kapasite ve yoğunluğumuzu kattığımız zaman daha güzel olacak. Sektörümüz, özellikle üyelerimizden gördüğüm kadarıyla dijital dönüşüme açıklar. Evinden herkes gayet rahatlıkla bu süreci götürebildi. Desteğimiz, fikir ve önerilerimiz ile burada STK’lar, saha, firmalar ve devlet bir sacayağı oluşturmakta. Sektörden gelenler bizim için çok değerli. Ambarlı’da memurlarımız Covid-19 sıkıntısı yaşıyorsa bu çok acı, dijitalleşmeye geçmek zorundayız. Kağıtsız bir sisteme geçmek zorundayız, eğer bu süreci çok iyi yönetebilirsek zaten her şey yoluna girecek. Belki tamamen kağıtsız ve temassız bir sistemde akıllı sözleşmeler ve şeffaflık içinde tamamlamış olacağız. Tabi bunun için önümüzde bir süre var. Önce şu süreci bir kurtaralım.”

“Bu Süreçte Yeşil Koridorları Oluşturma Zorunluluğumuz Var, Bunu Oluşturmadığımız Zaman Tedarik Zincirinde Aksamalar ve Kırılmalar Olacak”

Devletten beklentileri olduğuna da değinen Ulusoy, “Ekonomik açıdan da taleplerimiz var. Bunların üzerine daha düşünüyoruz. Eğer bugün vizesinden dolayı kendi sahasında, deposunun önünde yatan bir kamyon varsa, şoföründen dolayı çıkamıyorsa, bunun hem çekici hem dorse bazında kredilerini ödüyoruz. Gerçekten hepimizi zorlaştıracak bir sürece giriyoruz. Evet, düzelmeler oluyor. Cumhurbaşkanlığı, yardımcıları da dahil her türlü bilgiyi interaktif çalışıyoruz. Her taşın altına elimizi koyuyoruz. Karayolu taşımacılığı faaliyetlerinde önce kendi sınırlarımız içinde ve AB’de de yeşil koridorlar oluşturmak zorundayız. Sonra bunu yurt dışında diğer güzergahlara da entegre edebiliriz. 2020’den sonra uzun vadede baktığınızda pandemi sürecini farklı boyutlarda yaşayabiliriz, bilmiyoruz. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bu süreçte yeşil koridorları oluşturma zorunluluğumuz var. Bunu oluşturmadığımız zaman tedarik zincirinde aksamalar ve kırılmalar olacak.” diyor.

“Bu Tarz Dönemlerde Araç Trafiğinden Lojistiğin ve Tedarikin Etkilenmemesi İçin Bir Koridor Açılması Gerekiyor”

Lojistiğin aksamaması için yeşil koridorların gerekliliği ile sözlerine devam eden Ulusoy, “Kabaca ulusalda çalışan firmalar da aynı sıkıntıları yaşıyor. İstanbul’dan çıkan bir mal 1 buçuk, 2 günde Ankara’ya gidiyor. İstanbul’da araç sık sık kontrol için duruyor. Bazı olmazsa olmazlar var ve bu süreçte o kontrollerin yapılması gerekiyor ama biz bunları anlatacağız. Bu tarz dönemlerde araç trafiğinden lojistiğin ve tedarikin etkilenmemesi için bir koridor açılması gerekiyor. Bu araçların sınırsız, kontrolsüz geçmesi gerekiyor. Eğer lojistik işi yapılıyorsa zaten şu anda il sınırlarımız kapalı,  sınırlarda bu sıkıntıyı yaşıyoruz.” açıklamasında bulunuyor.

“Belge Çıkaralım Tamam Ama Bunu Denetleyin”

Ulusoy, TİO Belgelerine yönelik; “Derneğimizin tutumu çok netti, ücretsiz olsun dedik. TİO verecekseniz ücret olmasın, zaten C2, R2 ve K belgesi gibi yüzlerce belge aldık. Fiyatı çok daha yüksekti işin başında. Korkunç tavan fiyatlardan belli bir rakama çekilebildi. Sektörün belki bu kadar karışık belge problemini bir yerde toplayacak. Evet, pozitif bir tarafı var ama daha önce de alınmış belgeler vardı. C2’liler 10 araç yatırımına gittiler, R2’liler o dönemde çok ciddi paralar harcadılar. Hepsi doğru. Fakat sektörün de bir şekilde kontrol altına alınması gerekiyor. Belge çıkaralım ama bunu denetleyin. Denetlenmediği sürece hiçbir belgenin anlamı kalmıyor. TİO Belgesi taşıma organizatörlüğü adı altında daha geneli kapsayan ve alınması gereken bir belge.  Yeni sektöre girecek insanlar için,  ücretsiz olması adına çok uğraş verdik. Ama devletin de burada bir duruşu vardı ‘hayır rakam bu’ dedi. Zaten nerdeyse yarıya indirttik. İlk başta 300 binin üzerine düşünülüyordu, indirttik.  Ama denetlensin. Alalım bu belgeleri bir belge karışıklığından kurtulmuş oluyoruz. Öbür türlü baktığınızda da niye o paraları ödedik diye bir kafa karışıklığı oluyor.” değerlendirmesinde bulunuyor.

“Sağlık Sektöründen Sonra Kesintisiz Hizmet Veren Bir Sektör Olduğumuzu Biz de Gördük”

Ulusoy son olarak; “Bütün çalışma gruplarımız ve yönetim kurulumuz ile yavaş yavaş süreci kontrol altına aldığımızı düşünüyorum. Toplantılarımızı yapıyoruz, interaktif çalışıyoruz ve sahadan sürekli bilgi alıyoruz. Doğru bilgiler alarak onları süzgeçten geçirerek uygulamaya çalışıyoruz. Referans bir dernek olduğumuz için uluslararası platformlarda da sesimizi duyurmak zorundayız. O platformlarda Türkiye’nin gelebileceği noktaya ve yaşadığımız sorunlara da çözümler üretmeye çalışıyoruz. Süreçte sağlık sektöründen sonra kesintisiz hizmet veren bir sektör olduğumuzu biz de gördük.” diyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Büyükçekmece’de Camiler Dezenfekte Ediliyor
 
Boş Kalan Caddelerdeki Yaya Geçit Çizgileri Yenilendi
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Hangi Belediyede Hangi Araç Var!
Uzun süredir belediyelerle yakın temasta olan Kamyonum Dergisi olarak ...
IVECO Yeni Araçları ile İddiasını Sürdürüyor
IVECO Türkiye, Antalya Belek’te düzenlediği toplantılarla uzun yol taşımacılığı ...
Lojistik Firmaları Bize Göre Çok Avantajlı
Kamyonum Dergisi Türkiye’yi dolaşmaya devam ediyor. Üretimde adından sıkça ...
 
Cumhurbaşkanımızın Sorunları Çözeceğine İnanıyorum
Kamyonum Dergisi’nin kooperatif ziyaretlerinde bir durağı da Kocaeli’nin ...
Araçlarımızı Yenilemenin Planlarını Yapıyoruz
Kamyonum Dergisi belediye araçlarını daha yakından tanıtmaya devam ediyor. ...
Ford Trucks Metinler; "F-MAX Bizim Gururumuz"
Merkezi Kayseri’de bulunan ve toplamda 6 ilde faaliyet gösteren Ford Trucks ...
 
Schmitz Cargobull İki Yeni Ürünle Türkiye'de İddiasını Sürdürüyor!
2016’da Türkiye’deki yapılanmasını tamamlayarak Adapazarı’nda fabrikasını ...
Birollar Otomotiv 2020'ye Yeni Projeler ile Hazırlanıyor
Servis denilince ilk akla gelen firmaların arasında yer alan Mercedes-Benz ...
"Köprü Fiyatı Çok Yüksek, Avrupa Yakasına Çalışamıyoruz"
Kooperatif Dosyamızın bir diğer durağı da Denizli’nin Çivril ilçesi oldu. ...
 
Nuray PEKCAN
Nuray PEKCAN
Treder Zirvesi Sektörün Gelişimini Sergiledi
kamyonum, kamyon, kamyonumdergisi, kamyonumpazar,
0
  YAZARLAR
Dr. Can Baydarol
Dr. Can Baydarol
Seçimin Şifreleri
Alpay Lök
Alpay Lök
Otobüs Yolculuğunda Hedef Sıfır Ölüm!
Mustafa İmrak
Mustafa İmrak
Lojistik Sektöründe Çevreci Çözümler
Av. Bilun ELMACIOĞLU
Av. Bilun ELMACIOĞLU
Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması “SKDM” 1 Ekim 2023 Tarihinde Yürürlükte
Özgür Şener
Özgür Şener
 Nafile Çaba
Prof. Dr. Birol ERKAN
Prof. Dr. Birol ERKAN
Yıldız Sektör; Lojistik
Nizamettin KARADAĞ
Nizamettin KARADAĞ
Türkiye Taşımacılığını Kim Yönetiyor?
Kamyonum TV
0
  ÇOK OKUNANLAR
0
Güzeller
0
  FACEBOOK'TA KAMYONUM
0
  ANKET
     
 
Uluslararası taşımalarda karşılaştığınız en büyük sorunlar nelerdir?
0
Sınır kapılarında yaşanan sorunlar
Vize
Belge yetersizliği
Maliyetler
Tır parkı sorunları
Cezalar
Sınırlardaki ve güzergahlarda karşılaşılan geçiş sorunları
0
0 Sonuçlar
 
     
0
  Kamyonum
0
  •Künye
  •İletişim
  •Abonelik ve Reklam
  •Sitene Ekle
  0
 
Ekonomi
İhale
Gündem
Haberler
Teslimat
Deniz Taşımacılığı
Lojistik
English
Akü
  0
 
Ağır Vasıtalarda Yeni Modeller
Hafif Ticarilerde Yeni Modeller
Özel Tasarım Araçlar
Modifiye Kamyonlar
Treyler Galeri
Üstyapı Galeri
Otobüslerde Yeni Modeller
Kamyon Magazin
Güzeller
  0
 
Yeni Araç Tanıtımları
Test Sürüşleri - Kamyon
Test Sürüşleri - Hafif Ticari
Kamyon Yarışları
Monster Truck Yarışları
Kamyon Simülatörleri
Otobüs Simülatörleri
Yeni Teknolojiler
Kamyon Magazin
  0
 
kamyoncu
sondakika
türkiye
truck
şoför
Kamyon
kamyonum
dikkat
lkw