ÅžimÅŸek Yeni DerviÅŸ mi?
Dr. Can Baydarol

2000 ekonomik krizinde kurtarıcı olarak merhum Kemal DerviÅŸ apar topar Dünya Bankası görevinden ayrılıp Türkiye’ye gelmiÅŸti. DerviÅŸ reformları Türkiye ekonomisini düzlüÄŸe çıkartırken, o gün için yeni, bugün için yeniden elzem olan “yapısal reformlar” kavramını tartışmaya baÅŸlamıştık. Kavramın içi dolmaya baÅŸladıkça, DerviÅŸ’in sadece bir birey olarak ekonomideki varlığının ötesinde, yeni bir koalisyon ortağı olduÄŸu algısı da giderek yerleÅŸir hale geliyordu.

Hatırlayalım, dönemin DSP, ANAP, MHP koalisyonu baÅŸta idam cezasının kaldırılması olmak üzere 4 AÄŸustos 2002 tarihinde çok önemli hukuk reformlarına imza atarak Türkiye’nin AB ile tam üyelik müzakerelerinin önünü açarken, hemen ardından MHP’nin erken seçim talebi ile koalisyona son vermesi, 2002 Kasım ayının hemen başındaki seçimlerle Türkiye’nin yeni bir siyasi iklimle tanışmasına da neden oluyordu. DiÄŸer ifadesi ile MHP DerviÅŸ’i ve altında kendi imzası olsa bile yapısal reformları sevmemiÅŸti.

GeçtiÄŸimiz hafta içinde AKP’ye yakınlığı ile bilinen Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi önemli bir yazı yazdı. Yazı mealen üç adamı içerde tutmanın Türkiye’ye maliyetini tartışmaya açar nitelikteydi. Selahattin DemirtaÅŸ, Osman Kavala ve Can Atalay Avrupa Ä°nsan Hakları Mahkemesi kararları hiçe sayılarak ceza evlerinde tutuklu olmaya devam ettiÄŸi sürece, Türkiye’nin hukukun üstünlüÄŸüne saygılı devlet algısını yerleÅŸtirmesi mümkün deÄŸil. Hukukun üstünlüÄŸüne saygılı olmayan bir devletin de yatırımcılar için cazip ülke olma imkanı yok.

DoÄŸal olarak Selvi’nin yazısına sert tepkiler MHP kanadından geldi.

Bu tartışmalar olurken, DemirtaÅŸ davasının karar duruÅŸmasının Mayıs ayının sonlarına ertelenmesi, ister istemez “CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın 9 Mayıs 2024’de yapılması beklenen ABD ziyaretinin sonuçlarına göre bir karar mı çıkacak?” sorusunun sorulmasına da yol açtı.

Maliye ve Hazine Bakanı ÅžimÅŸek ABD ziyaretinden eli ne kadar dolu döner bilinmez ama, Dünya bankası’ndan gelen ve gelmesi beklenen kredilerin proje kredisi olacağı, IMF’den “izlediÄŸiniz yol doÄŸru, bizle anlaÅŸsaydınız da aynı yolu izlemenizi beklerdik!” övgüsünün dışında bir para bulamadığı aÅŸikar. Gizli bir IMF anlaÅŸması yapıldı mı? ErdoÄŸan’ın bu konudaki hassasiyetleri düÅŸünüldüÄŸünde ÅŸimdilik pek olası gözükmüyor.

Peki yabancı yatırımcıyı Türkiye’ye çekmek için olası yapılacaklar listesini nasıl sıralamak gerekiyor?

Herhalde sıcak parayı hemen çekebilmek için öncelikle Merkez bankası’nın faiz oranlarını enflasyonun üstüne çekmesi gerekiyor. Åžu andaki faiz oranları pek de inanırlığı olmayan TÜÄ°K enflasyon oranının bile çok altında.

Aynı ÅŸekilde ciddi bir devalüasyona da ihtiyaç var. Söylemekten utanıyorum ama Türk Lirası hala çok deÄŸerli ve bu durum ihracat ve beklenen turizm gelirlerini çok kötü etkiliyor. Mevcut görüntünün devam etmesi halinde Türkiye’ye sıcak para giriÅŸini beklemek maalesef hayal.

Sıcak paranın dışında olan ve esas beklenen kalıcı yatırımlar için ise, yukarıda bahsetmeye çalıştığımız yapısal reformların hızla hayata geçirilmesi ÅŸart. Özellikle maalesef en fazla itibar erozyonuna uÄŸrayan hakim ve savcı meslek gurubunun hızla özgürlüklerine kavuÅŸturulmaları, siyasi otoritenin iradesine göre deÄŸil, hukukun öngördüÄŸü ÅŸekilde karar verir hale getirilmesi gerekiyor. Yargıtay baÅŸkanının hala seçilememiÅŸ olması, hukuk iÅŸlerinde siyasetin ne kadar rol oynadığı gerçeÄŸini artık bizlere sorgulatmamalı.

Yerel seçimler sırasında tarafgir tutumu nedeni ile prestij kaybına uÄŸrayan, ancak emeklilere seçim rüÅŸveti verilmesini engelleyerek Cumhur cephesinde seçim hezimetine yol açtığı iddia edilen ÅžimÅŸek, yukarıdan engellenmeden bu adımları atma cesaretini gösterirse, zamanında DSP, ANAP, MHP koalisyonunun bozulmasına neden olan DerviÅŸ’in oynadığı rolün benzerine yol açar mı? GöreceÄŸiz.

Bu arada Özgür Özel’in Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinde yaptığı konuÅŸmada AB tam üyeliÄŸi vurgusunu yapması, yılların ardından CHP’nin AB’yi hatırlaması adına umut verici oldu.

17, 18 Nisan 2024 günleri gerçekleÅŸtirilen AB Zirvesi sonuç bildirisi DışiÅŸleri Bakanlığımızın tepkilerine raÄŸmen “Türkiye ile olumlu ve istikrarlı bir yakınlaÅŸma” niyetinin altını çizdi. Ancak bu yakınlaÅŸmanın “aÅŸamalı, orantılı ve geriye döndürülebilir” nitelikte olacağı da vurgulandı.

Kanaatimce hukukun üstünlüÄŸünü saÄŸlayabildiÄŸimiz ölçüde iliÅŸkilerimizi yeniden tam üyelik perspektifine oturtmak kolay olmasa da imkansız deÄŸil.

Ümit etmeye ve izlemeye devam…

 

 

 



Sayfa Adresi: http://www.kamyonum.com.tr/yazar/Simsek-Yeni-Dervis-mi/366