Page 43 - Demo
P. 43
rada var olmak, sadece kendi adıma değil, benden sonra gelecek kadın profesyo-neller için de bir kapı aralamak anlamına geliyor. Aynı zamanda kadın dokunuşu-nun, bu sektör gibi teknik ve operasyonel yoğunlukta bir alanda bile fark yaratabile-ceğini göstermek istiyorum. Çalışma hayatında kadın olmanın getirdiği avantajlar ve dezavantajlar sizce neler?Kadın olmak, iş hayatında hem ayrıcalıklı hem de mücadele gerektiren bir kimlik. Önce avantajlardan bahsetmek isterim: Kadınların empati gücü, detaylara hakimi-yeti, çoklu görevleri yönetebilme becerisi ve kriz anlarında serinkanlılıkla çözüm üretme yetisi, birçok iş ortamında fark yaratıyor. Özellikle iletişim, liderlik ve ta-kım yönetimi gibi alanlarda bu özelliklerin ciddi karşılık bulduğunu söyleyebilirim.Dezavantajlara gelirsek... Maalesef hâlâ bazı önyargılarla karşılaşabiliyoruz. Kadı-nın liderliğine yeterince güvenilmemesi, daha çok “duygusal” ya da “yumuşak” algılanması gibi klişeler zaman zaman karşımıza çıkıyor. Bununla birlikte, aynı pozisyonda erkek meslektaşlara göre kendimizi daha fazla ispat etme baskısı hissedebiliyoruz.Ama ben şuna inanıyorum: Kadın olmak, zorluklara rağmen geri durmak değil, tüm bu engellere rağmen ilerlemeye devam etmektir. Avantajlarımızı cesaretle sahaya sürdüğümüzde, dezavantajlar birer duvar olmaktan çıkıyor; biz o duvarları tek tek aşıyoruz. Sektöre ilk adım attığınızda karşılaştığınız zorluklar nelerdi? Zamanla bu zorlukların üstesinden geldiğinizi ya da sizinle beraber ilerleyen süreçte değiştiğini düşünüyor musunuz?Lojistik gibi operasyonel yoğunluğu yük-sek ve erkek egemenliği belirgin olan bir sektöre adım attığınızda, bazı önyargılarla karşılaşmak kaçınılmaz olabiliyor. Kimse bunu açıkça dile getirmese de, kadın bir yönetici olarak ilk etapta sana duyulan güvenin tam olmadığını, bazı konularda sınandığını hissedebiliyorsun.Ama zamanla bilgiye, çalışmaya ve tutar-lılığa dayalı bir iletişimle bu algının değiş-tiğini gözlemledim. Elbette hâlâ zorluklar var; bu, bir günde kırılacak bir yapı değil. Ama kendi adıma, zaman geçtikçe fikirle-rimin daha çok dikkate alındığını, kararla-ra katkımın daha net hissedildiğini söyle-yebilirim. Bu da hem kişisel hem sektörel olarak bir değişimin mümkün olduğunu gösteriyor. Kadın bir yönetici olarak, özellikle iletişim alanında fark yarattığınızı düşündüğünüz yönleriniz neler?İletişimde samimiyeti ve stratejiyi bir arada yürütmek kolay değildir. Ben, hem duygusal zekâmı hem de analitik yönümü kullanarak köprü olabilmeyi önemsiyo-rum. Kriz anlarında soğukkanlı kalmak, ekipler arasında dengeyi sağlamak ve markaya tutarlı bir ses vermek benim güçlü yönlerimden. Ayrıca detaylara olan hassasiyetim, iletişim dilini daha etkili hale getiriyor. Ekip yönetimi söz konusu olduğunda, kadın liderliğin farklı bir dokunuşu olduğunu düşünüyor musunuz?Kesinlikle düşünüyorum. Kadın liderliğin doğasında empati, dinleme ve destekle-me becerisi var. Bu da ekip içi güven duy-gusunu artırıyor. Kadın liderler genellikle daha kapsayıcı ve şeffaf iletişimi benimsi-yor. Bu yaklaşım, sadece verimliliği değil, çalışan bağlılığını da artırıyor. Kurumsal iletişimde empati, sabır, kriz yönetimi gibi kavramların öneminden sıkça söz edilir. Siz bu becerileri nasıl inşa ettiniz?Bu beceriler teoriden çok, pratikte gelişi-yor. Yıllar içinde kriz anlarında hızlı ama sağduyulu kararlar almayı, farklı paydaş-ları aynı çatı altında tutmayı öğrendim. Empati ise her zaman benim kişisel değerlerimin bir parçasıydı. İnsanları anla-maya çalışmak, sadece işin değil hayatın da temel taşı. Sabır ise başarıya giden yolda en büyük silahım oldu. Sektörde kadın istihdamını artırmak adına şirketinizin ya da sizin kişisel olarak yürüttüğünüz çalışmalar var mı?Bulunduğum her ortamda kadın tem-siliyetini artırmaya özen gösteriyorum. Mentorluk yaparak genç kadınlara destek olmaya çalışıyorum. Ayrıca şirket içinde, eşit fırsatlar politikalarının uygulanması konusunda görüşlerimi her zaman dile getiriyorum. Kadınların sadece görünür değil, etkili pozisyonlarda yer alması ge-rektiğine inanıyorum. Genç kadınlara, özellikle iletişim ve lojistik gibi iki zorlu alanda kariyer hedefleyenlere ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?Kendinize inanın. Kim olduğunuzu, neler başardığınızı asla küçümsemeyin. Her alan zor; ama siz bu zorluklara karşı ne kadar dirençli ve inançlıysanız, o kadar yol alırsınız. Ayrıca sürekli öğrenmeye açık olun. Bilgi ve gelişim en güçlü silahınız. Kurumsal dünyada “cam tavan” kavramını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce hala var mı, yoksa kırılıyor mu?Cam tavan hala var. Belki biraz daha yüksekte ve daha şeffaf bir şekilde ama varlığını sürdürüyor. Ancak kırılmaya da başladı. Bu, bizim gibi kadın liderlerin ısrarla o tavanlara dokunması sayesinde gerçekleşiyor. Daha çok kadının liderlik pozisyonlarında yer alması, bu görünmez engelleri birer birer ortadan kaldıracak. İş-özel hayat dengesini korumak sizin için ne kadar mümkün? Bu konuda kendinize has yöntemleriniz var mı?Benim için iş-özel hayat dengesi, sade-ce fiziksel olarak değil, zihinsel olarak da mesafeyi koruyabilmekle ilgili. İşten çıktıktan sonra işle ilgili düşünceleri mümkün olduğunca geride bırakmaya çalışıyorum. O an neredeysem, orada kalmaya; gerçekten “an’da” olmaya özen gösteriyorum.Bu yaklaşım hem ruh halimi dengede tutuyor hem de ertesi güne daha ener-jik başlamamı sağlıyor. Elbette yoğun dönemler oluyor ama bu dengeyi bilinçli olarak kurmaya çalışmak, uzun vadede hem işime hem de kendime daha iyi gel-memi sağlıyor. Son olarak, sizi motive eden şey nedir? Sizi her sabah yeniden işe hevesle getiren duygu ne oluyor?Açıkçası her sabah büyük bir ilhamla uyanıyorum diyemem. Ama beni motive eden şey; bir işi gerçekten iyi yapmanın verdiği tatmin. Emek verdiğim bir projenin sonuçlarını görmek, bir problemi çözüme ulaştırmak ya da ekip içinde görünmez bir fark yaratmak... Bunlar beni besliyor.Sadece üretmek değil, bir şeye katkı sağ-lamak, geride bir iz bırakmak fikri beni ayakta tutuyor.41www.kamyonum.com.tr

