Advertisement
Kamyonum
GÜNDEMHABERLERTESLİMAT FOTO GALERİ VİDEO GALERİ YAZARLAR
Menü Arama Facebook Twitter Whatsapp İhbar Hattı
kamyonum dergisi, youtube kanal, kooperatif,
bisa
English
We Will Be Active In All Ports In Turkey And Have A Share In The European Line

We Will Be Active In All Ports In Turkey And Have A Share In The European Line

1 2 3 4 5 6
Dergi
alp özler, yılnak,
mars, mars lojistik,
9 Mayıs 2017 Salı - 15:42

Karakaşlı: Sektörün Geleceği İçin Finansal Destek Zorunlu

1925’ten bu yana müşteri memnuniyeti ve kalite odaklı üretim anlayışı ile treyler, damper, konteyner ve perdeli/tenteli araç gruplarında geniş ürün yelpazesi ile hizmet veren Orthaus Trailer’in Genel Müdür Yardımcısı Mert Karakaşlı’nın konuğu olduk.

Karakaşlı: Sektörün Geleceği İçin Finansal Destek Zorunlu

Treyler sektöründe yaşanan ‘finansman krizi’ne yönelik Kamyonum’a detaylı açıklamalarda bulunan Mert Karakaşlı, bankaların, finans kuruluşlarının treyleri çekicilere ve kamyonlara göre daha riskli bir ürün olarak gördüğünü belirterek, bu kuruluşların treylere kredi vermeleri konusunda çekingen davrandıklarını söyledi.
Türkiye’deki finans kuruluşları ile yurt dışındaki finans kuruluşları arasında çok ciddi farklılıkların olduğuna dikkat çeken Karakaşlı, treyler ile çekicinin birbirini tamamlayan bir ürün olduğunu belirterek üreticinin sırtındaki finansman yükünün azaltılması gerektiğine işaret etti.



Treyler sektörü Türkiye’nin önemli sektörlerinden biri; çünkü Türkiye’de otomotiv sektöründe yaşanan her türlü olumsuzluğa rağmen gelişen bir sektör. Bunun da ağır vasıtada en tamamlayıcı unsuru treylerdir. Fakat treyler konusunda yaşanan birtakım sıkıntılar var. En önemlisi sahtecilik konusu, üretimi direkt olarak etkileyen, alıcının da yüksek riskler almasına sebep olan bir durumdur. Bunlar sektörel açıdan ciddi problemler oluşturuyor. Bunun yanında önemli bir diğer konu da treylerde finansman konusudur. Bu tür yatırımlarda finansman desteği çok önemlidir. En önemli unsur bankalardır, bankaların verdiği kredilerdir. Bankalar, treylere kredi desteği sağlıyor mu?

Bankalar ve Finans Kuruluşları Kredi Vermede Çekimser

Sahtecilik, araçların kredilendirilmesi gün sonunda üretimi etkileyen, pazarın hareketliliğini etkileyen unsurlardandır. İkisi de birbiriyle bağlantılı; çünkü biri risk unsuruyken diğeri de işin finansmanıdır. Dolayısıyla riskin olduğu yerlerde finansman desteği bulmakta zorluk çekiliyor. Treyler hayatımızın önemli bir parçasıdır. Özellikle kamyondan treylere dönüşüm son 10 yılda ciddi boyutlara geldi ve artık yükler uzun mesafelerde ya da şehirlerarası taşımada kamyonlar yerine çekici ve treyler ile taşınıyor. Durum böyleyken treyler de ciddi bir sektör haline geliyor.  Artı olarak çekici ve treyler tek başına iş yapamıyorlar. Treyler üreticileri, aslında taşıma sektörünün kamyon ve çekici üreticileriyle birbirini tamamlayan parçalarıdır. Finansman herkesin işini yürütmek için ihtiyaç duyduğu bir konudur. Her sektörün gelişmesinde binek araçlarda, kamyonlarda, çekicilerde nasıl ki satışların artmasında, kolaylaşmasında, insanların bu tür ürünlere sahip olmasında finansman desteği ne kadar önemliyse treylerde de aynı öneme sahiptir. Bankaların veya finans kuruluşlarının treyleri normal çekicilere ve kamyonlara göre daha riskli bir ürün olarak görüp kredi vermeleri konusunda çekingen davranmaları genelde karşılaştığımız bir sıkıntıdır. Çekici ile birbirini tamamlayan bir ürün sattığımız için treyler alacak bir kişi mutlaka çekici de alıyor veya çekici alan kişi mutlaka treyler de alıyor. Kişi sahip olduğu çekici ya da treyleri kullansa da bunları belli bir dönemden sonra yenileme yoluna gidiyor. Bu koşullarda piyasada her geçen gün insanların vade taleplerini, finansmanlarını kendi nakit akışlarını yönetmek için birtakım vadelendirmelere, taksitlere giriyorlar. Bu aynı zamanda bizim müşteri portföyümüz için de geçerlidir. İnsanlar araçlarını çalıştıkça ödeyecek şekilde almak istiyorlar. Bu boyuta geldiğinizde müşteri çekicisinin de treylerinin de eş zamanlı kredilendirilmesini, aylık taksitlerle çalışarak ürünü ödeyip mal mülk sahibi olmayı tercih ediyor. Bu noktaya geldiğimizde Türkiye’deki finans kuruluşları ile yurt dışındaki finans kuruluşları arasında çok ciddi farklılıklar ortaya çıkıyor.

Türkiye’de finans kuruluşlarının hemen hemen hepsi treylere kredi sağlamıyorlar. Çekici de treyler olmadan bir işe yaramıyor, treyler de çekici olmadan bir işe yaramıyor. Bu iki araç birlikte bütünsel olarak düşünülse dahi bir insan çekiciyi ayrı, treyleri ayrı alabilir. Bankalar, birine finansman desteği sağlarken bir diğerine bu desteği sağlayamıyor. Çekici de bir araç, treyler de bir araç. Bazı riskler nedeniyle kredilerin verilmediğini söylediniz. Devlet bu noktada yaşanan sıkıntıları minimize etmek yönünde herhangi bir statüsel noktada treylere farklı bir statü kazandırılması ya da treyler için farklı bir şekilde belgelendirilme sistemine gidilmesiyle bu sorunun aşılmasına yönelik bir katkı sağlayabilir mi?

Geldiğimiz noktada zaten devletin olaya bakış açısı, Sanayi Bakanlığı, TSE, muayene kuruluşları nezdinde de treyler zaten bir statüye sahiptir.

“Treylerlerin Ruhsatında Yıllık Olarak Muayene Olma Zorunluluğu Var”

Treylerin de ayrı muayene olması söz konusu mu?

Çekicinin yıllık muayenesinin yapıldığı gibi aynı şekilde treylerin de normal olarak yıllık muayenesi yapılıyor.  Artı olarak özellikle uluslararası çalışan treylerde Sent Belgesi diye adlandırılan CNT Sertifikası’nın her yıl vizelenmesi gerekiyor. Ayrıca bu araçlar bir de yol değerlik testine giriyorlar. Bunlar ayrı ayrı zaten belgelendiriliyor. TÜVTÜRK ve ayrıca yetkilendirilmiş servisler, yol değerlilik muayenesini yapıyor. Treylerlerin ruhsatında yıllık olarak muayene olma zorunluluğu var.

“Sahtecilik Sadece Treylerde Yapılmıyor”

Treylerde change olayı, sahtecilik gibi konular varken muayene işlemini nasıl yapıyorlar?

Çok basit şekilde yapılabiliyor. Change olmuş ya da herhangi bir sahteciliğe maruz kalmış araçlar, muayene istasyonlarına uğramıyor. Bu araçlar aynı zamanda muayenesiz dolaşıyorlar. Devletin aldığı tedbirler doğrultusunda yoldaki denetimler sıklaştıkça, kantara giren araçların bilgileri kontrol edildikçe zaten bu tarz sahteciliğin yapıldığı bölgeler sınırlanmaya başlıyor. İnsanlar, bu tarz sahteciliği yapacakları zaman araçları yurt dışına kaçırmayı tercih ediyorlar.  Aracı komple parçalayarak sahte evraklarla yoluna devam ettiriyorlar. Bu araçlar, muayeneden de sahte evraklarla geçebiliyor. Sahteciliğin önüne geçilmek için zaten birtakım adımlar var. Bunlar ciddi anlamda yapılan sahteciliğin miktarını, bölgesel olarak genişlemesini engelliyor; ancak yine de sahtecilik yapılıyor. Gün sonunda yine bu tarz sorunlarla karşılaşıyoruz. Sahtecilik, sadece treyler araçlarında karşılaşılan bir sorun değildir. Çekici ve kamyonlarda da aynı şekilde karşılaşıyoruz. Sahtecilik yapan firmalar eskisi gibi sadece şasi numarasını kazımak ya da plakayı değiştirmek gibi yöntemleri artık kullanmıyorlar. Üreticiler olarak birtakım tedbirler aldıkça bunların karşısında da yeni metotlar türemeye başlıyor. Mesela; normal şartlarda araçları üretimden çıkartırken fren sisteminin beynine aracın şasi numarasını, üretim tarihi bilgilerini kaydediyoruz. Eğer sahteciliği yapan kişi bu tarz bilgilerden haberdar değilse change edilmiş bir aracın orijinal durumunu fren sisteminin beynine bağlanıp bunu elektronik olarak alıyor ve kanıt olarak kullanabiliyoruz. Profesyonelce yapılmış sahtecilikte bu sistemlere de müdahale ediyorlar. Dolayısıyla aracı bütün sistemlerden geçecek şekilde organize olarak, profesyonelce değiştiriyorlar.

“Dünya Genelinde Profesyonel Şekilde Trafikten Silinen, Change Edilen Araçlar Vardır”

OHAL kapsamında sahtecilik konusunda yeni bir KHK çıktı. Bu düzenleme ile ciddi birtakım cezalar getirildi. Söylediğinize göre bunlar yeterli değil, her defasında farklı yöntemler kullanarak bu sistemi devam ettirebiliyorlar. Devletin burada yapabileceği başka bir şey yok mudur? Araca yönelik farklı bir sistem, vergilendirme ya da denetimle alakalı birtakım alt yapısal çözümler üretilemiyor mu? Devletin sorumluluğu burada ne kadardır?

Açıkçası devletin aldığı tedbirler çerçevesinde baktığınızda, yapılan sahte işler çok profesyonelce gerçekleştirildiğinden ne devletin ne bizim yapabileceğimiz bir şey kalmıyor. ‘Hırsıza kilit dayanmazmış’ sözü tam da bu soruna işaret ediyor. Bir yerde mutlaka açık veriyorlar. Bu durumda verilecek ceza ne kadar caydırıcı olursa bu tarz işlere yeltenenler, teşebbüs edecek olanlar oldukça azalacak ve belli bir noktadan sonra kaybolacaktır. Bütün dünya geneline baktığınızda bunu sıfıra indirmek neredeyse imkansızdır. Dünya genelinde profesyonel şekilde trafikten silinen, change edilen araçlar vardır. Her yıl milyonlarca araç çalınıyor. Bunların bir kısmı bulunuyor, yakalanıyor, bir kısmı yakalanamıyor. Yeri geliyor sınır ötesinde bu operasyonlar yapılıyor. Belli bir noktaya kadar devletin aldığı önlemler; yıllık muayeneler, kontroller, düzenli yol denetimleri bu işin yapıldığı coğrafyayı en azından kısıtlıyor ya da insanlara karşı bir gözdağı oluyor onlarda caydırıcılık yaratıyor. Dünyanın hiçbir yerinde bunu sıfıra indiremediler. Bu durum Türkiye’de de çok farklı bir yere gitmeyecektir.

“Sektörün Geleceği İçin Finansman Desteği Elzem Gördüğümüz Bir Durumdur”
Dünyada da Türkiye’de de sadece treyler için değil, çekici ve diğer araçlar içinde illegal durumlar var dediniz.  Buna rağmen yurt içindeki bankalar çekiciye finans kaynağı sağlıyor, treylere sağlamıyor. Peki, bunun nedenlerinden biri finansmanın şirketler tarafından sağlanıyor da olması olabilir mi?

Türkiye’de bir üretici finansmanı alışkanlığı var. Treylerlerin üretici tarafından vadelendirilmesi gibi bir gelenek var. Belli noktalarda bu gelenek sürüyor; ancak bu geleneğin finans kuruluşları üzerinden olması hem finans sektörüne bir katkı hem de üreticinin sırtındaki finansman yükünün azaltılmasına sebep olacaktır. Dolayısıyla üreticinin operasyonlarını ilerleyen dönemde daha rahat yürütmesi için sektörün gelişmesi için finansman desteği elzem gördüğümüz bir durumdur. ‘Bugünün şartlarında hiçbir banka, hiçbir treylere kredi vermiyor mu?’ Bunu söylemek yanlış olur. Bankaları haksız yere suçlamak olur. Finans kuruluşları ve bankalarla iyi ilişkileri olan belli miktarda ciro çeviren firmaların ‘Ben bir treyler aldım, bunu da finanse edin, kredi çıkartın.’ dediğinde bankalar çalıştığı ölçüde belli bir hizmet veriyor. Bizim üzerinde durmak istediğimiz nokta; bunun Avrupa’daki diğer ülkelerde yaşandığı gibi daha geniş çerçeveye yayılması ve sistemin banka müşteri ilişkisi dışında sadece belli kurallar çerçevesinde işleyen bir yapıya dönüşmesidir.  Amacımız, sadece üreticilerin finansman yükünü düşürmek değil; aynı zamanda kullanıcıların da ürün tercihlerini daha rahat yapabilmelerini sağlamak. Örnek verecek olursak; İtalya’da müşteri herhangi bir finans kuruluşuna gidip belgelerini verdikten ve görüşmelerini yaptıktan sonra imzaladığı uzun süreli mal taşıma kontratları, sözleşmeleri de kanıt olarak gösterdiğinde kendine kredi ya da finans hakkı açabiliyor. Bu açtığı kredi hakkı çerçevesinde herhangi bir üreticiden dilediği bir ürünü satın alabiliyor. Bu esnekliğin Türkiye’de de uygulanması gerektiğini düşünüyoruz. Hem üreticilerin üstündeki finansal yükün azaltılması hem de müşterilerin birden fazla yapacağı alımı; treylerini, çekicisini, kasasını tek bir finans kuruluşundan finanse edilmesi, taksitlerini tek bir yere ödemesi dolayısıyla işlerin daha basit hale getirilmesini istiyoruz. Herkes bir yandan üretimine bir yandan da aracın satışı ile uğraşırken işin finansal tarafında, bankanın ya da finansal kuruluşların yaptığı operasyonları kendi bünyelerindeki departmanlara taşımak yerine bunu işin uzmanları olan bankalarda, finans kuruluşlarında bırakmaları gerekmektedir. Böylece müşterilerin hem daha rahat kontrol edilmesini hem de işlerin daha rahat yürüyeceğinin sağlanacağını düşünüyoruz. Bu sistem bankalara da fayda sağlayacaktır.

“Müşteri ile Üretici Ortak Paydada Buluşamıyor”

Siz herhangi bir müşterinin finansal kayıtlarını ya da finansal geçmişini sorguladığınız zaman Merkez Bankası bünyesinde veya bankalar nezdinde sadece bu kişinin yazılan bir çekinin olup olmadığı bilgisine ulaşabilirsiniz. Genel olarak faturalarını, borçlarını,  ödemelerini bu sistemin içinde göremezsiniz. Türkiye’deki finansal sistemin içinde kaydı yapılıp yapılmadığını, borcunun harcının olup olmadığını göremiyorsunuz. Bu durumda ne bankalar, ne üreticiler müşteriyi sorgulama noktasına geldiğinde yaptığı sorgulamanın doğruluğundan hiçbir zaman emin olamayabilir.  Müşteri açısından baktığınızda bir müşteri, durumunu üreticiye anlattığı kadar kolay şekilde bankaya anlatamıyor. Çünkü üretici, bu kişinin bankada dönen işlem hacmini, yaptığı operasyonları, çeklerin zamanında ödenip ödenmediğini görmüyor.  Bu nedenle durumunu üreticilerin finans departmanına anlatamıyor. Gün sonunda ‘Ben aylık taksitimi ödeyebilecek güçteyim’ diyen müşteri ile aylık ödeme gücüne göre araç vermek derdinde olan üreticiyi hiçbir zaman ortak bir paydada buluşturamıyorsunuz.  Bu herkes için ilave insan gücü, ilave operasyonel yük gerektiriyor. Niye işleyen bir finansal ve banka sistemimiz varken üreticiler olarak biz bu yükü taşıyalım? Ne finans kuruluşlarının kontrolü dışında böyle bir para hacmi üreticiler nezdinde dönsün ne de üreticiler esas işi olan üretimin dışında bir de satışın finanse edilmesi yoluna girsinler. Burada reel anlamda kendi bünyesinde finansman şirketi kurmuş, bu işi profesyonelleştirmiş, kiralama veya finansal hizmet veren kuruluşları tabii ki de tenzih ederek bunun dışında tutmak gerekir. Bu kuruluşlar pazarın büyük bir kısmını oluşturuyor; ancak bunun dışında da pazarda dönen, satılan ciddi miktarda adetler var.

“Treylere Kredi Vermek ‘Riskli’ Mantığının Yıkılması Gerekiyor”

Bankalar, kredi isteyen kişinin geçmiş bilgilerine ulaşabiliyorlar. Bunun yanında da verdikleri parayı garantileyen birtakım sistemlerle kredilerini güvence altına alıyorlar. Bu sistemler nedir?

İster bankalar tarafından isterse de üretici firmalar tarafından finanse edilen firmalar da borç isterse senetli sepetli olsun isterse de belli bir kredi sözleşmesi çerçevesinde olsun söz konusu alınan aracın üzerine bir rehin konuluyor. Artı müşterinin ya da krediyi talep eden firmanın durumuna göre ek teminatlar istenebiliyor. Zaten finanse edilen miktar birtakım enstrümanlarla garanti altına alınıyor. Treylerde de bir banka kuruluşu ya da üretici firma finansal destek verse bile bir rehin müessesi işliyor. Treylerde de yeri geldiğinde birtakım ek teminatlar alınıyor. Aslında baktığınızda bir çekicinin, bir kamyonun, bir binek arabanın veya bir treylerin finanse edilmesinde bu yapılan finansal operasyonun korunması anlamında kullanılan enstrümanlar aynıdır. Durum böyle iken finans kuruluşları tarafındaki çekincenin zaman içerisinde aslında törpülenmesi ya da teamül gereği oluşmuş ‘treylere kredi vermek riskli’ mantığının, açıkçası bu tabunun bir noktada yıkılması gerekliliği oluşmuştur. 

“Finans Yükü Sektörün Sırtından Alınmalı”



Yurt dışında treylere kredi desteğinin kesinlikle verildiğini söylediniz. İşi kolaylaştırmak için buradaki sistemin Türkiye’ye entegre edilmesi noktasında neler söylemek isterseniz?

Her ülkenin kendi ekonomik koşulları ve hukuki yapısı içerisinde uygulanan sistemler tabii ki fark ediyor. Bizim tek dileğimiz Türkiye’deki bankaların veya finans kuruluşlarının nasıl binek araba alan insanlara yaklaşıyorsa ticari araç alan firmalara da aynı şekilde yaklaşmalarıdır. Bankaların ve finans kuruluşlarının değerlendirmelerinde; ‘treylerdir, motorsuz taşıttır, öbürü kamyondur motorlu taşıttır’ gibi ayrımlara gitmeden, ürünlerin daha rahat satışının yapılabileceği finansal yüklerin belirli yerlerde koordineli olarak kontrol altında tutulabileceği, herkes için işlemleri daha rahat hale getirebilecek ortak bir sistemde buluşmalarını diliyoruz. Böylelikle finans kuruluşları insanların kayıt dışı olan borçlarını izlemelerini de sağlayacak. Eş zamanlı olarak üreticilerin sırtındaki finans yükü de azalacaktır. Hepsinin sonucunda düzenli işi olan, çalıştıkça aracının parasını ödeyebilecek insanların sırf kredi bulamadığı, alamadığı için yatırım yapmaktan korkmaları ya da iş kurmaktan çekinmeleri noktasında ciddi adımların atılmasını da sağlayacak.

“Finansal Döngü Hızlandırılmalı”

Bu sistem devreye girerse, kredi konusu çözülürse sizin üretiminizi nasıl destekler? Pazara nasıl bir katkısı olur?

Buradaki en büyük etken özellikle nakit ve sıcak paranın azaldığı günümüz piyasasında her firma maalesef kendi alt tedarikçilerinden vadeli malzeme alma yoluna gidiyor. Bunu zincirin son noktasına kadar götürdüğünüzde zincirin en altındaki tedarikçilerin ya da bunlara malzeme sağlayan firmaların çektiği finansman yükünün maliyetini gün sonunda müşterisine eninde sonunda satılan ürünün sırtına yüklenmesine neden oluyor. Finansal döngüyü hızlandırdığınızda en azından satılan ürünün taşıdığı kombine finansman yükünü azaltmış olacaksınız. Bu ürünün maliyetine de etki yapacak, dolayısıyla insanların aldığı ürünlerin fiyatlarını da gün sonunda etkileyecektir. Piyasada ticaret yapan herkesin bildiği 90 gün vadeli aldığınız bir malzeme ile peşin aldığınız bir malzeme arasında her zaman bir fiyat farkı vardır. Bu fiyat farkını ürüne yansıtmak zorundasınız. Finansal döngüyü hızlandırdığınızda bankanın finansman maliyeti ile bir üreticinin finansman maliyeti arasında çok büyük farklar olduğunu düşünürseniz nihayetinde bu döngünün kazanını yine tüketici olacak. Çünkü ürünün üstündeki dolaylı veya direkt gelen finansman maliyeti düşmüş olacaktır. Dolayısıyla insanlar aynı ürüne daha uygun maliyetlerde sahip olacaklar.

“Tüm Paydaşlara Avantaj Getirecek Bir Sistemde Buluşulmalı”

Böyle bir profesyonel uygulama gerçekten yaygınlaştırıldığı zaman şirketlerin ekstra katlandığı finansman denetimleri, kontroller, bankaların insanların kayıt dışı borçlarını daha rahat kontrol etmesi kolaylaşacak. Gün sonunda müşterilerin risklerine daha rahat hakim olması ve kullanıcılar için daha düşük maliyetli ürünlerin alımının ortaya çıkması sağlanacak. Kamyon, çekici, treyler, römork ve muhtelif ürünlerin tek bir yerden kredilenmesiyle insanların tek yere taksitli borçlanması, dertlerini, kendi finansal güçlerini daha rahat açıklayabilmelerine olanak tanıyacaktır. Bütün bu operasyonun içerisindeki paydaşların, kendilerine avantaj getirecek ortak bir sistemde buluşması, ilerde sektör için çok avantajlı, bizi, çok daha iyi getirileri olacak bir noktaya  getirecektir.

 
Mercedes-Benz Türk, Yıldızlarını Ziyaret Etti
 
Ford'dan Küresel Yol Güvenliği Haftası'nda Sücülere Çağrı
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Türkiye'de Atego 1621 Muadilinde Bir Araç Yok
Mercedes-Benz Türk, 13. Uluslararası Geri Dönüşüm, Çevre Teknolojileri ...
VOITH, VIAB İle 250 Tona Kadar Güçlü Kalkış Güvenli Frenleme
VOITH'in en özel ürünlerinden birisi olan VIAB Turbo Retarder Kavrama ...
SAF-HOLLAND, Türkiye'de Üretime Başladı
Ticari araçlar sektöründe dorse, çekici ve otobüs uygulamalarının lider ...
 
AYDİLEK: 2. EL ARACIN KURUMSAL BİR MARKADAN TEMİN EDİLMEMESİ RİSKTİR!
Güvenlik, konfor, tasarım, yakıt tasarrufu, geniş ve güvenilir servis ...
Nükte Otomotiv: Her Sattığımız Aracın Arkasındayız
Ticari araç grubunda sıfır ve 2. El araç alım-satım ve takas hizmetleriyle ...
2. El’de Uluslararası Marka: MAN TopUsed
30'dan fazla ülkede, 36 MAN TopUsed markasıyla; kamyon ve otobüs başta ...
 
Sektörde Öncü Kuruluş: Tamer İlhan Tır Pazarı
2. El kamyon, çekici, dorse ve kamyonet pazarında lider marka Tamer İlhan ...
2. El, Ford Trucks İle Güvence Altında
Ford Trucks, son yıllarda büyük önem kazanan 2. El sektörüne 2015 yılında ...
Özel Röportaj
Türkiye Otobüsçüler Federasyonu(TOFED) Genel Başkan Yardımcısı Mustafa ...
 
Nuray PEKCAN
Nuray PEKCAN
Treder Zirvesi Sektörün Gelişimini Sergiledi
seyit usta, römort, treyler, üst yapı,
0
kamyonum, kamyon, kamyonumdergisi, kamyonumpazar,
0
  YAZARLAR
Dr. Can Baydarol
Dr. Can Baydarol
Son Düzlük
Alpay Lök
Alpay Lök
Otobüs Yolculuğunda Hedef Sıfır Ölüm!
Mustafa İmrak
Mustafa İmrak
Lojistik Sektöründe Çevreci Çözümler
Av. Bilun ELMACIOĞLU
Av. Bilun ELMACIOĞLU
Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması “SKDM” 1 Ekim 2023 Tarihinde Yürürlükte
Özgür Şener
Özgür Şener
 Nafile Çaba
Prof. Dr. Birol ERKAN
Prof. Dr. Birol ERKAN
Yıldız Sektör; Lojistik
Nizamettin KARADAĞ
Nizamettin KARADAĞ
Türkiye Taşımacılığını Kim Yönetiyor?
Kamyonum TV
0
  ÇOK OKUNANLAR
0
Güzeller
0
  FACEBOOK'TA KAMYONUM
0
  ANKET
     
 
Uluslararası taşımalarda karşılaştığınız en büyük sorunlar nelerdir?
0
Sınır kapılarında yaşanan sorunlar
Vize
Belge yetersizliği
Maliyetler
Tır parkı sorunları
Cezalar
Sınırlardaki ve güzergahlarda karşılaşılan geçiş sorunları
0
0 Sonuçlar
 
     
0
  Kamyonum
0
  •Künye
  •İletişim
  •Abonelik ve Reklam
  •Sitene Ekle
  0
 
Ekonomi
İhale
Gündem
Haberler
Teslimat
Deniz Taşımacılığı
Lojistik
English
Akü
  0
 
Ağır Vasıtalarda Yeni Modeller
Hafif Ticarilerde Yeni Modeller
Özel Tasarım Araçlar
Modifiye Kamyonlar
Treyler Galeri
Üstyapı Galeri
Otobüslerde Yeni Modeller
Kamyon Magazin
Güzeller
  0
 
Yeni Araç Tanıtımları
Test Sürüşleri - Kamyon
Test Sürüşleri - Hafif Ticari
Kamyon Yarışları
Monster Truck Yarışları
Kamyon Simülatörleri
Otobüs Simülatörleri
Yeni Teknolojiler
Kamyon Magazin
  0
 
lkw
şoför
bus
sondakika
kamyonum
fahrer
news
src
türkiye