Göreve Mayıs ayında gelen Kemal Yılmaz bize Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı 2. Bölge Müdürlüğü’nün çalışmaları hakkında bilgi veriyor. Kendisinden de bahseden Yılmaz şunları söylüyor: “Ben 1972 Ankara Çamlıdere doğumluyum. Buradan önce Altındağ Belediyesi’nde, halkla birebir ilişkinin daha fazla olduğu bir yerde uzun yıllar görev yaptım. 2007 yılında o zamanki adıyla Ulaştırma Bakanlığı 2. Bölge Müdürlüğü’ne Müdür Yardımcısı olarak tayin edildim. 2012’nin 5. ayında bölge müdürümüzün görev değişikliği sebebiyle bakanlığımız tarafından vekâleten göreve devam etmem uygun görüldü. Bölge müdürlüğüne vekâleten devam etmekteyim.”

“Geniş Bir Coğrafi Alana Hitap Ediyoruz”

2. Bölge Müdürlüğü, bölgeler arasında iş yükü bakımında en yoğun bölgeler arasında yer alıyor. Bu yoğunluk hakkında da bilgi veren Yılmaz 2. Bölge Müdürlüğü sınırları içerisinde 4’ü büyük şehir olmak üzere 9 il ve 128 ilçe bulunduğunu ve coğrafi arazi bakımından çok geniş bir alana hitap ettiklerini belirtiyor. Geniş coğrafi alanın zorluklarının olduğunu belirten Yılmaz özellikle 4 büyük şehrin iş hacimlerini artırdığını aktarıyor.   

Ticaretin yoğun olduğu Ankara, Konya, Eskişehir ve Kayseri 2. Bölge Müdürlüğü sınırları içerisinde bulunan büyük şehirlerarasında yer alıyor.

“Sektör Vazgeçilmez Öneme Sahip”

Yapılan işleri idari olarak plan ve programlı bir şekilde organize ettiklerini ifade eden Yılmaz, bölge müdürlüklerinin yetki ve sorumluluklarını da anlatıyor. Bilinenin aksine bölge müdürlüklerinin sadece lisanslama yapmadığını söyleyen Yılmaz; Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın iş hacminin artmasıyla bölgelerin de üzerine düşen görevi aldığını belirtiyor. “Bizim için vatandaş ön plandadır, hizmet verdiğimiz sektör ise vazgeçilmez öneme sahiptir. Bunun için arkadaşlarımızla özverili bir şekilde çalışıyoruz, çalışmaya devam edeceğiz.”

“Vatandaşa Yerinde Hizmet Sunulacak”

17 Eylül’den itibaren daha önce Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından düzenlenen bazı belgeler bölge müdürlüklerince düzenlenmeye başlayacak. Bu konuda da görüşlerini bizimle paylaşan Yılmaz “Vatandaşa yerinde hizmet sunmak amacıyla 17 Eylül 2012 tarihinden itibaren daha önce bakanlığın kendi bünyesinde düzenlenen G3, G4, L, M, P, R1, T1 gibi belgeler artık bölge müdürlüklerinin sorumluluğunda olacak. Şu an dosyaların Bakanlıktan bölgelere intikali aşamasındayız. Tabi biz bunu öğrendiğimiz zaman acil önlem almamız lazım. Dosya bize intikal ettiği zaman vatandaşın kapıda beklememesi lazım. Bunun için yine bölgemiz içerisinde hangi arkadaşlarımızın bu işe adapte olacağını belirledik. Bunlardan bazıları imkânlar çerçevesinde kendilerini geliştirmek adına bakanlığa gönderildiler. Gelecek dosyalara ivedilikle adapte olmaya çalışıyoruz. Artık Ankara’ya uzak illerden sırf belge düzenlemek için vatandaşların gelmesine gerek kalmayacak. Hizmet vatandaşın ayağına götürülmüş olacak. Önemli olan vatandaşların işlerini hızlı bir şekilde çözmüş olmaktır. Biz de bunun için çalışıyoruz.” diyor.

Ulaştırma sektöründe faaliyet gösteren tüm ticari unsurlara belge düzenlediklerini belirten Yılmaz belge düzenlemenin yanında bu belgelerle birlikte taşımacığı hem yolcu babında hem yük babında her şekliyle kontrol altında tutarak denetlediklerini ifade ediyor. Bu görevlerinin yanında bakanlığın bölge sınırları içerisinde yaptığı inşaat çalışmalarının kontrollerini, yapılan ihalelerin takibini yaptıklarını söylüyor ve ekliyor “Örneğin, bakanlık Konya’da havaalanının ihalesini yapar, biz bölge müdürlüğü olarak inşaatın kontrol görevini üstleniriz. İhalede yeni yapılan istasyonlar var, 2. Bölge Müdürlüğü’ne düşen, yerlerin hem ihalesini hem de inşaatını kontrol etmektir.”

“Kaçağı Önlemek Çok Önemli”

Yol Kenarı Denetim İstasyonları hakkında da sorularımızı yanıtlayan Yılmaz doğu-batı, kuzey-güney ekseninde cereyan eden trafik akımlarında sahada kontrolü sağlamanın, kaçağı önlemenin çok önemli olduğunu ifade ederek ekliyor “Aktif olarak bölge müdürlüğümüz bünyesinde çalışan altı tane denetim istasyonu var. Bunlardan üç istasyonumuz Ankara’da faaliyet gösteriyor. İki tanesi Kayseri’de ve bir tanesi de Konya’da faaliyet gösteriyor. Bu istasyonların yanı sıra şu anda inşaatı bitmiş, personel alımının beklendiği iki istasyonumuz var, birisi Kırıkkale’de birisi de Eskişehir’de hazır bekliyor. İki istasyonumuzun ise inşaatı bitti, teknik kontrolleri yapılıyor. Yani dört tane yeni istasyonumuz daha bölge müdürlüğümüz sınırlarımız içerisinde hizmet vermeye başlayacak. Bunların haricinde ise altı istasyonumuz çeşitli aşamalarda olmak üzere inşaat halinde.”

“En Yoğun Bölgelerden Başlayarak İstasyon Sayımızı Artırıyoruz”

Yapımı biten ve halen inşaatı süren istasyonlara da değinen Yılmaz “Bu istasyonlar aktif hale getirilirken öncelikle şuna önem veriyoruz; denetim yaptığımız sahayı gözden geçirip sahamızda nerelere acil ihtiyacımız var onları belirliyoruz ve buna göre yatırıma yapıyoruz. Samsun yolu üzerine, Kırıkkale üzerine öncelik verilmesini düşündük ve oraya öncelik verdik. Trafik akımının en yoğun olduğu bölgelerden başlayarak istasyon sayımızı artırmaya çalışıyoruz. Sahada yeni denetim istasyonu gerektiren yeni yerler de var tabi. Bakanlık duble yol çalışmalarıyla, yol genişletme çalışmalarıyla, hızlı yol açım çalışmalarıyla günden güne atakta. Biz onları kontrol etmek, korumak adına o programa uymak zorundayız.”  diyor. Yapılan istasyonlarla yetinmeyeceklerini de belirten Yılmaz sayılarını ihtiyaçlara göre artıracaklarını söylüyor. Yılmaz ayrıca sözlerine planlarının uzun soluklu olduğunu ve denetimleri en etkin seviyeye çıkarmak için çalıştıklarını ekliyor.

“Ar-Ge Çalışmalarına Çok Önem Veriliyor”

Denetim istasyonlarının yenileme çalışmalarına bakanlığın çok önem verdiğine dikkat çeken Yılmaz “Ar-Ge çalışmalarına da önem veriliyor. İstasyonların daha aktif, daha hızlı denetimi sağlayabilecek donanımların geliştirilmesi, kontrolün daha etkin bir şekilde yapılabilmesi için çalışmalar yapılıyor.” diyor.

“Bu İstasyonlar Sadece Kantar Görevi Görmüyor.”

Yılmaz denetim istasyonlarında yapılan denetimlerin ilgili mevzuatlarına da değinerek şunları kaydetti: “Denetim istasyonlarında 4925 ve 2918 sayılı kanun ve bununla ilgili çıkarılmış tüm konularla ilgili denetimler yapılıyor. Örneğin vermiş olduğumuz lisansların kontrolü yapılıyor, araçların bu lisanslara kayıtlı olup olmadığının kontrolü yapılıyor. Yapılan yük taşımalarında tonaj ve boyut kontrolü yapılıyor. Ayrıca taşımacılıkta kullanılan denetime tabi tutulan araçların muayeneleri takip ediliyor. Taşımacılık sektöründe görev yapan personelin bu sektörde görev alma yetkilerinin yani SRC belgesi dediğimiz yetkilerinin olup olmadığı kontrol ediliyor. Yani bu istasyonlar sadece kantar görevi görmüyor.”

Ortak Denetimler Yapılıyor

Yılmaz Yol Kenarı Denetim İstasyonları’nda sadece Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın personelinin bulunmadığını vurgulayarak bu istasyonların geniş çaplı istasyonlar olduğunu ifade etti. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın diğer kurumlarla yapmış olduğu protokoller gereği Emniyet Genel Müdürlüğü, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Maliye Bakanlığı personelleri bu istasyonlarda denetimlerde bulunabiliyorlar. Bu personele lojistik desteğin de verildiğini söyleyen Yılmaz bu istasyonların ortak denetim noktaları olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

“İstasyonlar 24 Saat Esasına Göre Çalışıyor”

Yılmaz, “İstasyonlarımız 24 saat esasına göre aktif olarak çalışmaktadır. Günün şartlarında coğrafi veya fiziki bir engel yok ise aşırı yağıştan dolayı yol kapanması veya yol çalışmasından dolayı denetimi engelleyici bir durum olmadığı sürece 24 saat kesintisiz denetim sağlanmaktadır.” diyor.

Denetim sayıları ve cezalarla ilgili de bilgi veren Yılmaz denetim yapılan istasyon sayılarının artmasıyla birlikte denetim sayılarında da artış olduğunu ancak cezalarda düşüş gözlemlendiğini söylüyor. “Bir başka yönüne bakacak olursak, insanlar denetlenmenin faydasını görmeye başladı. Kamyoncu aracının yıpranmadığını, daha çok iş bulduğunu, daha konforlu taşımacılık yaptığını görebiliyor. Kaza oranlarında da ciddi oranda düşüş sağlanıyor. Sektör artık kurallara uygun hale geliyor, gelmeye de devam edecek.” diyen Yılmaz sözlerine şöyle son veriyor: “Biz bölge müdürlükleri Türkiye’nin tamamına hizmet ediyoruz, 12 tane bakanlığın hizmetlerini halka ulaştıran bölge müdürlüğü var. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın iş hacmi artıyor. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı belli bir zamana kadar ismi ön planda olmayan bir bakanlıktı. Yatırımları az, ulaştığı sektör sınırlıydı. Şu an Türkiye’de en aktif en faal bir bakanlıklar arasında yer alıyor. Bu yükseliş arkasında hizmet sunan bölgeleri de aktif etti. Bölgelerin de iş yoğunluğunu artırdı. Burada bölgeler özverili gayretli bir şekilde, vatandaşa hizmet götürmek mantığı ile çalıştığı için çalışıyor. Tabi ki eksiklikler, yetersiz kalan lojistik personel sıkıntıları yaşıyoruz. Ancak bunlar da çözülecek şeyler ki en kısa zamanda çözme gayreti içindeyiz. Amacımız halka en etkin, en verimli ve ayağında hizmettir.” 

Tonaj Toleransı Bilinmiyor

2. Bölge Müdürlüğü’nde Bölge Müdürü Faruk Yılmaz ile röportajımızdan sonra Kazan yollarına düşüyoruz. Kazan’da bulunan Yol Kenarı Denetim İstasyonu’na vardığımızda denetimler aralıksız sürüyor. Yapılan denetimleri yerinde gözlemleme şansımız oluyor. Görevlilerden aldığımız bilgilere göre en çok nitelikli olmayan yani SRC belgesi olmayan şoförlerle karşılaşılıyor. Ayrıca tonaj ihlalleriyle de sık sık karşılaşılıyor. Bakanlığın vermiş olduğu % 5 toleransın kullanımı konusunda da sıkıntılar yaşanıyor. Bu toleransın normal tonaj limiti gibi kullanıldığı belirtiliyor.

Söz Sektör Temsilcilerinde…

“Tonaj Denetimi Çok Önemli”

Denetim İstasyonuna gelip şoförlerin görüşlerini almadan dönmek olmaz dedik. Gaziantep’ten Kocaeli’ne dönen Öntaş Nakliyat şoförlerinden Ali Koç ile yapılan denetimler hakkında sohbet ettik. Gaziantep’e metangazı götürdüğünü ve boş döndüğünü belirten Koç boş araçların kantara alınmasını gereksiz bulduğunu söylüyor.

Yapılan denetimlerden memnun olduğunu söyleyen Koç denetimlerin daha etkin yapılması gerektiğini vurguluyor. “Denetim sayılarının artmasıyla özellikle tonaj kontrolleri daha sıkı yapılacaktır. Yolların korunmasında, biz şoförlerin korunmasında tonaj kontrolleri hayati önem taşıyor.” diyor.

“Beklemek En Büyük Sıkıntımız”

Denetim istasyonlarında yapılan kontroller sırasında zaman zaman uzun kuyrukların oluştuğundan yakınan Koç bu kuyruklardan herkese zaman kaybettirdiğini söylüyor. “Zaman kaybının yanında aynı zamanda yakıt israfı da oluyor. Bu duruma bir çözüm bulunmalı. Bizim için zaman çok önemli. Bir fabrikaya yetişecek oluyoruz. 10 dakika önce gitsek kapanmamış olacak. Ama yarım saat sonra gittiğimizde ertesi güne kalıyoruz. Denetim hiçbir zaman zararlı değil ama daha hızlı bir şekilde yapılması gerekiyor.” diyen Koç’a tonaj toleransını soruyoruz. 

“Ben zaten hiçbir zaman tonaj sıkıntısı yaşamıyorum. Fabrikadan çıkış alırken tonajı hiçbir zaman aşamıyoruz. Tehlikeli madde taşıdığımız için firmalar tonaja dikkat ediyor.” diyen Koç şunları ekliyor: “Bütün şoförler adına söylüyorum, herkes kurallara uysun. Fabrikalar şoförlere biraz adil davransınlar. Çok bekliyoruz. Bu bekleme süresini yolda kapatmaya çalışıyoruz, bu da kazalara sebebiyet veriyor.”

“Tonaj Kontrolleri İşimizi Artıyor”

Dinçoğulları Nakliyat’ta çalışan ve yapılan denetimlerden son derece memnun olduğunu söyleyen Vedat Bozkurt özellikle tonaj kontrollerinin yapılmasının çok yerinde olduğunu söylüyor. “Tonaj kontrolleri yapıldığı için işimiz artıyor. Eskiden bir aracın aldığı yükü şimdi iki hatta yerine göre üç araç alabiliyor.” diyen Bozkurt’da da tonaj toleransını hakkında ne düşündüğünü soruyoruz. Tonaj toleransını %5 olarak bildiğini ifade eden Bozkurt bunu genelde kullandıklarını belirtiyor.     

“Kamyoncunun Sıkıntısı Bitmez ki”

Kızılcahamam Taşıyıcılar Kooperatifi’ne bağlı çalışan Yücel Şenli ise yapılan denetimlerin uygun olduğunu belirtiyor ve ekliyor “Denetimler yapılmalı ama yeterli düzeyde yapıldığını düşünmüyorum. Denetimler daha etkin yapılmalı. Sonuçta denetimler bizim iyiliğimiz için yapılıyor.”

“Kamyoncunun sıkıntısı bitmez ki!” diye sözlerine devam eden Şenli, bütün kamyoncuların sıkıntısının beklemek olduğunu söylüyor. Firmaların bu konuda çok duyarsız olduğunu belirerek yüklerin zamanında yüklenip boşaltılmasını istiyor.

Şenli’ye tonaj toleransını soruyoruz. “Evet biliyorum, %5 yükleme toleransımız var. Bu tonaj toleransını yerini göre kullanıyoruz ama zaten firmalarda bilinçli artık; firmalar o kadar yüklemiyor!” diyor.

“Yasaklı Saatler Çok Uzun”

Nakış Metal’de çalışan Bahattin Yılmaz ise genellikle İstanbul’a yük götürdüğünü belirtiyor. İstanbul’da geçerli olan yasaklı saatlerden dert yanan Yılmaz yasaklı saatlerin çok uzun olduğunu söylüyor ve ekliyor “İstanbul’da sabah 6’dan 10’a kadar akşamda 4’den 10’a kadar yola çıkamıyoruz. Bu süre çok uzun bir süre. Yani çalışacağımız zaman çok kısıtlı. Bunu biraz aşağı çekilmesi çok iyi olur. 4 saat araba kullanıp 45 dakika dinlenmemiz gerekiyor bizim. Günde 8 saat çalışıyoruz. Ama bu yasakla zaten dolduruyoruz çalışma süremizi.”  Ayrıca tonaj toleransı ile ilgili bir sıkıntısının olmadığını da belirtiyor,

“Tonaj Toleransını Sonuna Kadar Kullanıyorum”

Kendi işini yaptığını belirten Mehmet Sadık ise denetimlerin yeterli olmadığını belirtiyor. Belgesiz çalışmanın çok mümkün olmadığını ancak tonaj denetimlerinin artırılması gerektiğini belirten Sadık, “Bu konuda müzdaribiz, işlerimiz hep elimizden gidiyor. Ben bu bölgede çalışıyorum… Kırıkkale tarafından tonajlı araçlar geliyor, 50 tonla araçlar geliyor. Ben buradan 21 tonla zor geçiyorum. Aradaki fiyat farkı işlerimizi elimizden götürüyor. Sivrihisar tarafında da Ankara’ya geliş gevşek. Bir de biz Türk milleti olarak kafamız üçkâğıda çalışıyor, denetim istasyonundan kaçmak için alternatif yollar buluyoruz.” diyerek düşüncelerini paylaşıyor.

Tonaj toleransını bildiğini ve bunu sonuna kadar kullandığını söyleyen Sadık “Zaten biz kamyonculara bir iki ton bir kar payı kalıyor. Bunu kullanmak zorundayız. 20 tonu zaten ben masrafa çıkıyorum. Ama hava koşullarından etkilenen yük taşıdığımızda onun da tedbirini almak lazım tabi. Zaten ben genelde ıslak malzeme taşıyorum, inşaat malzemesi olduğu için o yüzden bu konuda çok da sıkıntı çekmiyorum.”

Hayat şartlarının zorluğundan yakınan Sadık yakıtın, lastiğin çok pahalı olduğunu ve vergilerin de çok yüksek olduğunu belirtiyor.

Denetimlerde çifte standart yapıldığını düşünen Sadık başından geçen bir olayı bizlerle paylaşıyor: “Geçen gün beni burada durdurdular, benimle birlikte duran araçların hepsine soruyorum takometre kontrolü yapılmıyor. Bir tane ihlalim var o da kimliği geç takmışım, bana 72 TL ceza yazdılar. Öbür araçlara soruyorum “bizden takometre raporu istenmedi” diyorlar. Benim ihlalim yok, hız sınırını geçmedim, her şeyim tamam. Mübarek Ramazanda kimliğimi geç takmışım, unutmuşum. Tamam, ağır kusurum varsa boynum kıldan ince. Ama biraz geç takmışım ehliyeti.”

“Oluşan Kuyruk Trafiği Tehlikeye Sokuyor”

Ankara’ya klinger getirdiğini ve Bolu’ya döndüğünü belirten Erol Gümrükçü denetimlerin gereğinden fazla yapıldığını söylüyor.  Ayrıca denetim istasyonu önünde oluşan kuyruklara da dikkat çeken Gümrükçü bu kuyrukların trafiği tehlikeye soktuğunu vurguluyor.

“Kaçak Mazot ve Yağ Sıkı Denetlenmeli”

Karabük’e gittiğini ve oradan demir yükleyeceğini belirten Hasan Yetkin yapılan denetimlerin yaygınlaşması gerektiğini belirtiyor. Sıkıntılarını ve dertlerini bizimle paylaşan Yetkin şunları söylüyor “Tonaj konusunda çok dertliyiz. Biz kesinlikle tonajı geçmiyoruz. Ama öbür tarafta adam 10 numara yağ yakıyor, tonaj limitini geçiyor. Bu bizim için de zarar. Ucuza yük taşıyor. Kaçak mazot keza aynı şekilde.”

Devlettin kaçak mazot ve yağ yakan araçların sıkı bir şekilde denetlemesi gerektiğinin altını çizen Yetkin bunun haksız kazanç olduğunu belirtiyor.